Birlikte iyileşmek
Bugüne kadar yapılanlar ve yapılmaya devam edenler ile deprem bölgesi yaşadığı yıkım sonrasında yaralarını yavaş yavaş sarıyor. Ama görülen o ki bu yeterli değil! Asıl ihtiyaç duyulan bölgenin ve bölge insanlarının iyileşmesi.
Evet bölgenin en hızlı şekilde iyileşmesi ve bölge insanlarının iyileştirmesi tek çözüm.
Peki iyileşmek ya da iyileştirmek o kadar kolay mı?
Çok kolay olmadığı ve olamayacağı yadsınamaz bir gerçek.
Bunu gerçekleştirebilmek için öncelikle doğru tercihleri yapabilmeli ve zor kararlar vermeyi göze alabilmeliyiz.
O halde doğru tercihler neler?
İlk sırada kuşkusuz sürdürülebilir yardımlar olmalı.
Bölge hala buna şiddetle ihtiyaç duyuyor.
Çünkü bölge insanın deprem sonrasında ortaya koyduğu vazgeçiş ve ardından yaşanan göç en önemli tehlike olarak hala birinci sırada.
Bu nedenle yapılan yardım ve desteklerin sürdürülebilirliği tersine göçün sağlanabilmesi için hayati önem taşıyor.
Gidenleri döndürebilmek kadar, kalanların ruhen iyileştirilmesinin büyük önem taşıdığını unutmamalıyız.
Bölgede kalanları iyileştirebilmenin yolu
Yaşamın insanoğlunun kendisini tanıması için verilen bir şans olduğunu anlatmaktan geçiyor.
İşe buradan başlamalı ve bu farkındalığı yaratmalıyız.
Unutmamalıyız ki,
Yaşamın her anı, bizlerin yeni bir şeyler öğrenmesini sağlar.
Her öğretisi de gelişmemize ve düşünmemize yol açar.
Her yeni oluşan düşünce bizim kendimizi bulmamıza anahtar olur.
Bu nedenle,
Olmayana değil olana odaklanmalı,
Kayıplara değil kalanlara sarılmalı
Ve en önemlisi yüreksizlere değil,
Her şart altında bölge için yüreğini ortaya koyanlara tutunmalıyız.
Kabullenmesi çok zor ama,
Yaralanan ruhların gidenlerden ve kayıplardan kopması gerekliliği ile biz karşı karşıya getiriyor.
Çünkü,
İyileşmesini ve şifasını yanında duran ve asla gitmemiş olanları fark ettiğinde bulacağını ancak o zaman fark edebiliyor.
Onları işte bu gerçeğe yaklaştırmamız gerekiyor.
Mütevazı varlıklarıyla ilk günden beri,
Bölgedeki hayatı nimete çevirenlere ve değer katanlara sağlayacağımız bu anlamdaki destek büyük önem taşıyor.
Önyargıları bir kenara bırakarak,
Herkesi olduğu gibi kabul ederek,
İlgisini ilk günden beri esirgemeyen,
Her koşulda yardıma koşan ve koşmaya devam eden,
Bölgeyi ve bölge halkını anlamaya çalışan,
Sadece hüznünde değil,
Artık sevincinde de yanında olan,
Sevgisinin koşullara bağlı olmadığına inandıkları kimler varsa,
Hepsine teşekkür etmeliyiz.
Çünkü bu iyileşmeyi hep birlikte,
“Yaşam geriye bakılarak anlaşılır, ileriye bakarak yaşanır”
Gerçeğiyle yüzleşerek başaracağız.