İyi çayın peşinde koşanların hikayesi
İyi çay deyip geçmeyin. İçtiğinizde kendinizi iyi hissettiğiniz, içinizi bir huzur ve mutluluğun sardığı iyi çay öyle kolay bulunmuyor. Bu haftaki konuğum Lazika’nın Kurucu Ortağı sevgili Emre Erçin. Kendisiyle çayın ve idealist bir ekibin hikayesini konuştuk.
Sevgili Emre istersen sohbetimize iyi çayın peşinde koşan Lazika’nın hikayesi ile başlayalım. Nasıl başladı bu serüven?
Lazika, 2013 yılında Önder Saraloğlu tarafından çayı eski güzel, lezzetli günlerine götürmek üzere kuruldu. Ben ise üç kişilik bu güzel ekibe inanarak, 2016 Ocak ayında Lazika’ya yatırım yaparak ortak oldum. Sonrasında Lazika'ya bir yol haritası belirledik ve markalaşma, ürün geliştirme stratejilerimizi oluşturup birer birer uygulamaya başladık. Amacımız çayın merkezi Ardeşen'de, nitelikli katma değerli çay ve çay bazlı ürünler üretmek ve ürünlerimizi tüm dünyaya, onların istedikleri lezzet ve ambalaj kalitesinde sunmak.
Peki çay ile ilgili sırlar, püf noktaları neler? İyi çay nasıl anlaşılır ve nasıl demlenir?
Ekibimiz ile bir Ar-Ge projesine başladık. Türk çayının kaliteli demlenme kriterlerini araştırıyoruz. Zira Türk çayına geleneksel tadını veren ana unsur demleme yöntemimiz. Ben bizim çay demleme yöntemimizi bir seremoni olarak görüyorum. Bazen bu demleme yöntemini çayımızın kötü olmasına bağlayanları duysam da katılmıyorum. Zira bu demleme yöntemiyle çıkan sonuç bence çok başarılı. Nasıl kahvenin değişik demleme yöntemleri varsa çayın da var. Türk tipi çay demleme bunun güzel bir örneği ve buna sahip çıkmalıyız.
Çay demlendi diyoruz ama bunu pozitif kriterlerle nasıl anlarız? Zengin bir Türk siyah çay lezzetini nasıl tanımlarız? Bu proje bizi çok heyecanlandırıyor. Bu projemizi başarıyla tamamlayabilirsek Türk çay lezzetini bir dakikada yakalayan bir çay makinesi projemizi hayata geçireceğiz. Böylece tüm dünyaya “ince belli”de çay içirebileceğiz. Bunu başarabilirsek Türk çayı İtalyan Espresso'su gibi olabilecek. Çok uzak değiliz bu hedeften.
Yeni dönem hedefleriniz neler?
Hedefimiz Türk çayını tüm dünyada arzu edilen, beğenilen bir ürün haline getirmek ve kendi markamızla Ardeşen'den tüm dünyaya ürün yollamak. Bunun için kalıcı adımlar atıyor, ürün gamımızı batılı tüketim alışkanlıklarına göre tasarlıyoruz. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Zira bizim standart çaylarımızı tüketmeleri için ısrar etmek yerine onlara istedikleri lezzeti, çayı, istedikleri ambalajda vermek için çalışıyoruz. Henüz çok kısa olan hikayemiz gösterdi ki doğru ürünü, doğru şekilde sunarsak Türk çayı dünyada rekabetçi olabilir.
Şu an çaylarımızı Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Avusturya, Amerika, İngiltere, Dubai başta olmak üzere 12 ülkeye ihraç ediyoruz. Tabii bulunabilirlik ve satış noktası olarak gidecek çok yolumuz var. İhtiyacımız olan şey ise stratejimizi değiştirmeden çalışmaya devam etmek. Çok yakında online olarak www.lazika.com.tr'den tüm dünyaya satışımız başlayacak.
Doğu Karadeniz'den çıkan Lazika'nın tüm dünyada sevilen, akla gelen ve hatta tercih edilen bir aşk markası olmasını istiyoruz. Aşk markası olmak çok klişe oldu belki ama amacımız insanların güven duyduğu, görünce gülümsediği, tüketince mutlu olduğu ve her zaman tercih ettiği bir çay markası olmak.
Diğer çay üreticilerinden farkınız neler? Çaylarınız nerelerde bulunuyor ve kaç çeşit çayınız mevcut?
Açıkçası ülkemizde çay pazarının çok ciddi bir kısmı büyük üreticilerin elinde. Yani rakiplerimiz sektörün büyük oyucuları. Ama ortak noktaları hepsinin standart bir ürün, tat ve renge odaklanarak, lezzeti unutmaları. Biz çayı bir mühendislik ürünü olarak görmüyoruz. Felsefemiz; iyi yaprak, iyi çay. Optimize etmeye çalıştığımız tek şey lezzet.
Ürünlerimiz arasında siyah çay, yeşil çay ve 'Hisli Harmanlar' serisi ile her mevsim bitkilerinden oluşan karışım '4 Mevsim' olmak üzere bitki çayları yer alıyor. İstanbul'da 42 Maslak AVM'de tüm ürünlerimizin tadılabileceği bir kafemiz bulunuyor. Çaylarımıza Lazika cafe ve dükkanlardan, online kanallardan (lazika.com.tr) ve sayıları 300 civarında olan organik-doğal şarküterilerinden ulaşabiliyor. Tüm Duty Free'lerde ve lüks segment ürün satan zincir marketlerde seçili ürünlerimiz yer alıyor.
Tealab ya da Lazika kafelerde deneyim yaşatacak yeni aksiyonlarınız olacak mı?
2023 yılında Cafe Lazika ismi ile çay ve temiz gıdaların tecrübe edileceği mekanlar açacağız.
Cafe Lazika'lar için çayın sıcaklığı ile Anadolu'nun kahvehane kültürünün modern bir yorumunun deneyimlenebileceği mekanlar demem yanlış olmayacaktır.
Her ürünün taze olarak servis edileceği ana fikri ile çaylarımızı ve Karadeniz'in sıcaklığını yansıtan çay kültürünü temsil eden yerler açacağız. Şu an lokasyon olarak Taksim, Alaçatı ve Finans Merkezi listemizin başında yer alıyor. Türk çayını yalnız bırakmayacağız.
Peki son olarak sürdürülebilirlik anlayışınızdan bahsedebilir misiniz?
Aslında hikayemiz sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Çay, zamanı durduran, iyileştiren, yenileyen bir içecek. Biz de bu felsefeyi ürün tasarımlarımızdan üretim operasyonlarımıza kadar uyguluyoruz. Ambalajlarımızın neredeyse hepsi tekrar kullanabilmeye uygun. Tüm ambalajlarımızı atılmak için değil, tüketilse bile evde kullanılmak üzere tasarlıyoruz. Örneğin bez çay ambalajlarımız, Ardeşen'de köylerde kadın iş ortaklarımız tarafından ev koşullarında dikiliyor. Çay bittikten sonra saklama kabı, makyaj çantası veya kalemlik gibi birçok işe yarıyorlar.
Ambalajlarımızda çevre dostu çözümler kullanıyoruz. Bizim için tüketicilere lezzetten ödün vermeden onlar için en doğal poşetleri sunabilmek çok önemli. Doğada çözülebilen PLA bazlı (biodegradable) poşet çaylar dünyamız için bir kirlilik yaratmazken, insan sağlığı açısından bir risk taşımıyor. Lazika olarak bunun ülkemizde öncüsüyüz. Çaylarımızın geleneksel lezzetini doğa dostu piramit poşetlerle sunuyoruz. Ayda 6 milyon adet doğa dostu piramit poşet üretiyoruz.
Sürdürülebilir tarım bizim için çok önemli. Çaya sahip çıkmak zaten bizim misyonumuz. Bu sene sahip olduğumuz çay bahçeleri 14 dönümü buldu. Kendi bahçelerimizde 2.5 yaprak elle çay toplama ve üst yaprak çay toplama konusunda eğitimler veriyoruz. Çayın toplanma biçiminin bahçe verimini artırdığını iddia ediyorduk ama müstahsili ikna etmekte zorlanıyorduk. Artık görüyorlar etkisini. Bunu da çok önemsiyoruz. Bu sene el ile toplama 25 ton çay aldık. Bu çok önemli bir başarı. Her sene katlanarak artırabilirsek kazanan Türk çayı olacaktır.
Haftaya görüşmek üzere…