Tarihle lezzeti buluşturan avlu
İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginliklerinin kalbinde yer alan Sultanahmet’in Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında yürürken, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarının izlerini taşıyan tarihi yapılar arasında adeta zamanda kısa bir yolculuğa çıkma hissi beni hep derinden etkilemiştir.
1918-1919 yıllarında inşa edilen ve imparatorluk döneminin ilk çağdaş hapishanesi olarak kullanılan binanın restore edilerek otel haline getirilmesi sonrasında misafirlerini ağırlamaya başlayan Four Seasons Hotel Sultanahmet’te İstanbul'un tarihi yarım ada olarak adlandırılan bu bölgesinde yer alan simgesel yapılardan biri. Yoğun bir renovasyon sürecinin ardından kapılarını yeniden misafirlerine açan Four Seasons Hotel Sultanahmet’in yeşillikler içindeki bahçesinde yer alan Avlu Restoran’ı geçtiğimiz günlerde ziyaret ettim.
Restorana adını veren bu tarihi binanın avlusuna adım attığımda, geçmiş dönemlerde bu avluda zamanını geçiren insanları, ne tür olaylar yaşadıklarını ve neler düşündüklerini hayal etmekten kendimi alamadım. İstanbul'un zengin tarihini ve kültürel mirasını gelecek nesillere taşıyan bu havayı soluyarak yaptığım tadım damağımda ve hafızamda silinmesi zor izler bıraktı. Executive Chef Özgür Üstün sürdürülebilirlik ve yerel kaynak kullanımı felsefesi ile hazırladığı yaratıcı lezzetlerden oluşan bir menü ile misafirlerini ağırlıyor. Titizlikle seçtiği kaliteli ve taze ürünlerle Anadolu mutfağına modern yorumlar getiren Özgür Şef otelde yetiştirdiği çeşitli otlar ve yeşillikler de yemeklerine ayrı bir lezzet katıyor.
Tadıma şeftali ve anasonlu soğuk enginar çorbası, pirpirim otu salatası, şeftali, taze bakla ve reyhan ile servis edilen zeytinyağlı Urla enginarı ile başladım. Ardından kefal havyarı “bottarga” aromalı patates lokma, deniz börülcesi, domates, Edremit zeytini, roka sos ve reyhan ile sunulan ahtapot servis edildi. Ana yemek olarak kuzu göbeği mantarı, köz arpacık soğan, ılık domates salatası, ızgara bamya, isotlu ve incirli pekmez suyu eşliğinde servis edilen Trakya kuzu üçlemesini denedim ve gerçekten çok beğendim. Üçle ile birlikte servis edilen biber salçalı ve cevizli Antep firik bulgurunu da oldukça etkileyici buldum.
Bu özel tadımın finalini Maraş dövme dondurma ve karadut sosu ile servis edilen tarçınlı çıtır kadayıf ile yaptım. Özgür Üstün ve ekibini ortaya koydukları yerel ve sürdürülebilir ürünlerden oluşan menü için tebrik ediyorum. Buram buram tarih kokan bir mekanda farklı bir gastronomik deneyim yaşamak isteyenlere Avlu’yu öneriyorum.
DÜNYA GASTRONOMİSİNİN YILDIZ İSİMLERİ GASTROMASA’DA BULUŞUYOR
Dünyanın dört bir yanından gastronomiye yön veren isimler, 8. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı için İstanbul’da buluşuyor. Dünya Gastronomisinin en önemli buluşmalarından biri olan Gastromasa İstanbul, 4-5 Kasım tarihleri arasında Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. Bu yıl “'Geography" temasıyla organize edilecek konferansta, dünyaca ünlü şefler ülkeleri için coğrafik değere ve öneme sahip ürünlerinin hikayelerini, kendi mutfaklarının gelişimini, dünya mutfağındaki trendleri anlatacaklar.
Gastronomi dünyasına damga vurmayı hazırlanan 8. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı içerisinde yer alacak Gastromasa Pastry, Gastromasa Hospitality ve Gastromasa Bar konseptleri, sektöre yön veren dünyaca ünlü gastronomi profesyonellerini aynı çatı altında bir araya getirecek. İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenecek etkinliğe; Ángel León, Dominique Crenn, Yoshihiro Narisawa, Rasmus Munk, Bruno Verjus, Andoni Luis Aduriz, Jordi Roca, René Frank, Yann Couvreur, Antonio Bachour gibi dünyaca ünlü şefler ve pastry şefleri, sommelierler ve miksolojistler, turizm ve ağırlama sektörünün en önemli yatırımcıları ve profesyonelleri, fikir önderleri, ulusal ve uluslararası markalar da yer alacak.
Gastromasa Gastronomi Konferansı & Fuarı boyunca misafirler dünyanın en tanınmış şeflerini aynı anda görme fırsatına sahip olurken, stantları ile katılım gösteren firmaların yeni ürünlerini deneyimleme, workshopları izleme fırsatına da sahip olacaklar.
Dünya gastronomi etkinlikleri içerisinde ilk iki sırada yer alan global gastronomi markamızın yaratıcısı sevgili dostum Gökmen Sözen bir ilke daha imza atarak Gastromasa’yı dünya gastronomisinin merkezi Londra’ya taşıyor. Gastromasa London Konferansı & Fuarı ilk kez 2024 yılında, 28-29 Mayıs tarihlerinde Olympia Congress Center’da gerçekleştirilecek.
SANAT VE YEŞİLİN VERDİĞİ HUZUR
İstanbul'un muhteşem manzarasına sahip Büyükdere’de yer alan Piu Art Cafe, sanat ve doğa severler için tam bir sığınak. Bu özel mekan, misafirlerine sadece bir lezzet deneyimi değil aynı zamanda değişen sanat eserleri ve doğal güzelliklerle dolu dinamik bir deneyim sunuyor. Kahvaltıda bowl çeşitleri ve farklı içeriklerde tabaklar hazırlayan Piu Art Cafe’nin menüsünde laz böreği, muzlu rulo pasta, kruvasan gibi el yapımı lezzetlerin yanı sıra vegan bowl, vegan browni ve vejateryan burger gibi seçeneklerde yer alıyor.