Kamu görevlileri enflasyona venildi...
Sabri Arpaç Büyük zamların seçim sonrasına bırakılması ile maaş ve aylıklarına yüksek zam bekleyen memur ve emekliler hayal kırıklığı uğradı. Seçimden hemen...
Sabri Arpaç
Büyük zamların seçim sonrasına bırakılması ile maaş ve aylıklarına yüksek zam bekleyen memur ve emekliler hayal kırıklığı uğradı. Seçimden hemen sonra elektriğe, akaryakıta, çaya ve şekere, tütüne alkolü ve alkolsüz ürünlere zam yapıldı. Zam oranları yüzde 15-20 arasında değişmesine rağmen bu oranlar açıklanan enflasyon oranına etki ettirilmedi. Buna göre Haziran ayı itibariyle yıllık enflasyon yüzde 15.72, aylık enflasyon oranı ise sadece yüzde 0.03 çok düşük olarak açıklanınca memur ve memur emeklilerinin zam oranı da düşük olarak açıklandı.
MEMUR VE EMEKLİ VE KAMU İŞÇİLERİNİN ÇİLESİ?
Enflasyona endekslenen ancak üzerinde her türlü Ali-Cengiz Oyunu oynanan enflasyon rakamı oranı düşük gösterilince iktidarın enflasyon ile halkın enflasyonu farklılığı çarşı pazarda feryatlara neden oldu. Yazılı, görsel ve sosyal medya da bu feryatlarla inlerken milli damat hala ‘’tek haneli enflasyondan’’ bahsediyor.
Devlet’ten 3 milyon 500 bin kamu çalışanı ve 12 milyon 500 bin emekli maaş alıyor. Devlet memur ve emeklilere enflasyon oranına bağlı olarak ücret tespit ediyor. Devlet ayrıca büyük kısmı Suriye’li olmak üzere 4 milyon yabancıya da bakıyor. Bu nedenle bütçe açık veriyor her zaman olduğu gibi faturayı emekçiler ödüyor.
Bu nedenle memur maaş zammı yüzde 6, emeklinin maaş zammı ise yüzde 5 olarak tespit edildi.
Ayrıca, Hükümet tarafından 200 bin kamu işçisine de maaş ödüyor. Hükümet işçilere 2019'un ilk 6 ayı için yüzde 5, ikinci altı ayı için yüzde 4 zam teklif etti. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay ise, "Enflasyonun yüzde 17 olduğu yerde bize yüzde 5 teklif ediyorlar. Bu teklifin kabul edilebilir bir tarafı yok" dedi.
KAMUDA YETKİLİ SENDİKALAR
Enflasyonundan doğrudan olumsuz etkilenen halk kesimini oluşturan işçi, memur ve emekli uygulanan baskı ve sindirme nedeniyle sessizliğini sürdürmektedir. İşin ilginci bunların sendikaları da sessizliğini sürdürüyor. Her yasal eylemi kanunsuz, terör eylem olarak gören güvenlik anlayışı halkı sokağa çıkaramaz hale getirdi.
Avrupa Birliği müktesebatı gereği çeşitli hükümetler zamanında kurulan memur sendikaları AKP döneminde tam bir baskı aracı olarak kullanılmaktadır. Asıl amacı kamu emekçisinin ekonomik ve demokratik haklarını korumak olan sendikacılık bir hafiyelik ve ‘’kendinden olmayanların’’ kamuda tasfiyesine dönüştü. Bu iş için İktidar tarafından desteklenen, korunup kollanan Memur-Sen Konfederasyonu aktif rol üstlendi. Yandaş olan Memur-Sen memurlarla hükümet arasında sürdürülen toplu görüşmelerde hükümetle birlikte kamu emekçilerinin aleyhine oy kullandı.
Emek kesimi örgütleri sendikalar arasında hiçbir birliktelik ve ortak nokta yoktur. O hale geldi ki emek kesimi 1 Mayıs’ı bile farklı alanlarda kutlama noktasına geldi.
Aşağıda 3 büyük konfederasyonun Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından 6 Temmuz 2019 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu Gereğince Kamu Görevlileri Sendikaları İle Konfederasyonların Üye Sayılarına İlişkin 2019 Temmuz İstatistikleri Hakkında Tebliğ ile aşağıdaki gibi açıklanmıştır.
Yukarıdaki sayılar incelendiğinde AKP-MHP ittifakının konfederasyonları olan Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) ve Türkiye Kamu Çalışanları (TÜRKİYE KAMU-SEN) Konfederasyonları üye sayısı 1 milyon 433 bin 192, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ise sadece 137 bin 606’dir.
Bu tablo bize net olarak iktidar baskısı ile yandaş sendikalarının nasıl etkili oldukları ve memurların neden suskun olduklarının resmidir.
Yukarıdaki tablonun incelenmesinden anlaşılacağı üzere, toplam sendikalı memur sayısı 1 Milyon 702 bin 644, muhalif konfederasyona üye sayısı ise sadece 137 bin 606 yani toplam sendikalı memur sayısının sadece yüzde 0.08’i. Enflasyonun fiilen yüzde 40’lara, resmen ise yüzde 15.72’lere dayandığı bir ortamda memura yüzde 6, emekliye ise yüzde 5 zam yapılması sessizliğini anlayabiliyoruz!
Anlaşılan İsrafın, yolsuzluk ve antidemokratik her türlü baskının sürdüğü bir ortamda kamu emekçilerinin var olan işlerinden de olma olasılığı herkesi suspus etmişe benziyor! Kamu işyerlerinden çalışan işçi ve memurlar işinden olmamak ve sürgüne gönderilmemek için sindiler. En doğal haklarını bile demokratik yollarla savunamaz hale geldiler. FETO, THKP/C, PKK ve benzeri yaftalar kamu çalışanlarını sindirmiş hak-hukuk arayamaz hale getirmiştir.
YANDAŞ SENDİKACILIK ÖZENDİRİLİYOR?
Kamu görevlileri sendikalarına üye olup üyelik ödentisi ödeyen Devlet memurlarına, her üç ayda bir toplu sözleşme ikramiyesi ödeniyor. Yani memurun sendika aidatını Devlet ödüyor. Bu ne memur severlik!
İşin aslı farklı. Yandaş sendika yaratma ve onlara kamu kaynağı aktarma işi. İşin ilginci yandaş sendika dışındaki diğer sendikalar ‘’biz üyemizden aidatımızı’’ görüşüne rağmen AKP iktidarı; ‘’Hayır ben memura bunu toplu sözleşme ikramiyesi olarak ödeyeceğim’’ diyor ve ödüyor.
Her 3 ayda bir ödenen bu ikramiyenin net miktarı, 750 gösterge rakamı ile içinde bulunulan dönemde geçerli olan aylık katsayısının çarpımı ile bulunan tutardan damga vergisi kesintisi yapılarak hesaplanıyor.
Yukarıda belirtiğim gibi, sendikali memur sayısının yüzde 92’si yandaş sendikalara kayıtlı. Yani bu iş yandaşlara kamudan kaynak aktarma işi olmuş!
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak; ‘’ Memur Sendikaları aidatlarını Devlet ödemesin’’ açıklamasına; yandaş MEMUR-SEN ‘’herkesi toplu sözleşme ikramiyesinin tasarrufa ve tasalluta konu edilemeyeceği gerçeğiyle hareket etmeye davet ediyoruz.’’ Şeklinde fırça atıyor. Hem de Damada.
Devletinin kamu görevlilerine enflasyonun 8’de 1 zam yapan iktidarın yandaş sendikaya nasıl para aktarıldığına Hazine ve Maliye Bakanı da isyan ediyor. Acemi. Başka nasıl Devlet parası ile yandaş toplanır. Bakan Bey de haklı çünkü rakam büyük 500 milyon yani eski hesapta 500 trilyon. Hayret ki ne hayret!