Vergi ihbarcısına yüzde 10 ihbar ikramiyesi var!
Kazanç veya iratlarının tamamını ya da bir kısmını vergi beyanı dışı bırakanları yani vergi kaçıranları ihbar eden muhbirlere ihbar ikramiyesi verilmektedir....
Kazanç veya iratlarının tamamını ya da bir kısmını vergi beyanı dışı bırakanları yani vergi kaçıranları ihbar eden muhbirlere ihbar ikramiyesi verilmektedir. Bu İhbar miktarı yapılacak inceleme sonunda kesinleşen vergi, ceza, gecikme faizi toplamının yüzde 10’u kadardır. İhbarcılara ödenen bu ikramiye son 5 yılda 35 milyonu geçmiş olup, vergi kaçıranları ihbar etmeyi cazip bir meslek haline getirmiştir.
YASAL DAYANANAĞI
Bu konudaki düzenleme 1905 sayılı Menkul Ve Gayrimenkul Emval İle Bunların İntifa Hakları Ve Daimî Vergilerin Mektumatı Muhbirlerine Verilecek İkramiye Hakkında Kanun ile 1931 yılında Atatürk döneminde yapılmıştır.
Kanunda her ne kadar artan oranlı (müteraki) bir tarife öngörülmüşse de zamanla rakamların enflasyon karşısında önemini yitirmesi nedeniyle tarife fiili olarak tek oranlı yani yüzde 10 oranına gelmiştir.
İhbarcılara 2014-2018 arası 5 yıllık dönemde 34 milyon 656 bin 580 lira ihbar ikramiyesi ödenmiştir.
İHBAR VE DEĞERLENDİRME KOMİSYONLARI
Vergi yükümlülüklerine ilişkin ihbar ve şikâyetleri değerlendirmek, incelenecek mükellefleri tespit etmek ve bunların sonuçlarını izlemek amacıyla Vergi Denetim Kurulu tarafından 16.02.2015 tarihli “İhbar ve İnceleme Taleplerini Değerlendirme Komisyonu Çalışma Esaslarına İlişkin Yönerge (İİTDK)” yayınlanmıştır. Bu amaçla; Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı bünyesinde 1, Grup Başkanlıkları bünyesinde 39 olmak üzere toplam 40 İİTDK oluşturulmuştur.
İHBARLAR NASIL YAPILMAKTADIR?
İnternet yaygınlaştırılmadan önce ihbarlar sözlü ve yazılı olarak yapılmaktaydı. Bu usul hala devam etmekle beraber şimdilerde ihbarlar genel olarak elektronik ortamda internet üzerinde yapılmaktadır.
İhbar ve şikayetleri değerlendirmek üzere; Gelir İdaresi Başkanlığı’nın www.gib.gov.tr’ adresinde ihbar ve şikayetler hakkında gerekli bilgiler ve şikayetin nasıl yapılacağı ile ilgili link açılmıştır.
İHBAR KONULARI VE İHBARIN YAPILACAĞI YERLER
Belge düzeni, sahte veya yanıltıcı belge, kayıt dışı faaliyet gösterme, beyan dışı bırakılmış kazanç, irat, ücretler, kayıtsız işçi çalıştırması, düşük ücret ödenmesi ve benzeri konularda ihbarda bulunabilmektedir.
Ayrıca öteden beri vergi kayıp ve kaçağı konusunda her türlü şikâyet ve ihbarda bulunacaklar için 189 numaralı Alo Maliye telefon hattı ve eskiden olduğu gibi İdari birimlere yani; Gelir idaresi Başkanlığı ile Vergi Dairesi Başkanlıkları veya Defterdarlık birimlerine yazılı şekilde başvurmalar da halen yapılmaktadır.
İhbarcının ihbar ikramiyesi talep etmesi halinde başvurunun yukarıda sayılan yerlere yazılı olmak şartıyla; şahsen, posta yolu ya da oluşturulan internet hattı üzerinden yapılması gerekmektedir.
İHBARCIYA İKRAMİYE ÖDENMESİNİN KOŞULLARI VAR MIDIR?
Tabi ki vardır. Vergi kayıp ve kaçaklarının ortaya çıkarılmasında vergi ihbarcılarının da bazı koşullara uyması gerekir. Bu koşullar aşağıda kısaca açıklanmıştır:
İhbarcı kimliğini gizlememelidir. Takma ad kullanmamalı. İnternet üzerinden ihbarda bulunuyorsa TC Kimlik Numarası ile başvuruda bulunmalıdır.
Yazılı olarak bildiriyorsa ıslak imzalı dilekçesine kimliğini eklemelidir. İhbar dilekçesindeki imza ihbar edene ait olmalı, takma ad ve benzeri işaretler kullanılmamalı.
İhbarcı inceleme elemanı tarafından gizli tutanağı imzalamak üzere çağrıldığında icabet etmelidir.
İnceleme elemanı ve ilgililer ihbarcının kimliğini gizli tutmalıdır.
İhbar gerçek olmalı. İhbarın gerçek olmaması halinde ihbarcının adı ihbar edilene bildirilmelidir.
İhbar dilekçesinde belirtilen vergi kayıp ve kaçağı somut delillere dayanmalıdır.
Bir vergi kayıp ve kaçağı ihbarcı tarafından bildirilmeli ve yapılacak inceleme ile de bu husus saptanmalıdır. İhbar dilekçesine varsa belgeler de eklenmelidir. Yalnızca genel ifadelerle yapılan ihbardan dolayı ihbar ikramiyesi ödenmez.
İhbarcının ihbar ikramiyesi alabilmesi için incelemeye daha önce başlanılmamış ve başka biri tarafından bir ihbarda bulunulmamış olması gerekir.
İhbarın Vergi Usul Kanununun 114 ve izleyen tarh zamanaşımı süresi içinde yapılmalı. Zaman aşımı geçtikten sonra yapılan bir ihbar esas alınarak bir inceleme yapılıp vergi ve ceza tarh edilmesi söz konusu olmayacağından ikramiye ödenmesi de söz konusu değildir.
İhbar edenin mükellefin akrabası veya ortağı olmasının önemi yoktur. Önemli olan ihbarın somut ve gerçek olması olduğundan bu takdirde de ikramiye ödenmesine engel bir durum yoktur.
KİMLER İHBAR İKRAMİYESİ ALAMAZ?
Görevleri gereği vergi kayıp ve kaçağını bilmek durumunda olan kamu görevlileri yani maliye memur ve denetim elemanları ile 3568 sayılı Kanuna göre belge almış muhasebe meslek elemanları yani Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlere ihbar ikramiyesi ödenmez.
BİN MÜKELLEFTEN YALNIZCA 4’Ü TAM İNCELENEBİLMEKTEDİR!
Kayıt dışı ekonomiyi önleyecek olan önlem vergi incelemesinin yaygınlaştırılmasıdır. Gelir İdaresi’nin ücret ve ekonomik koşulların iyileştirilmesine karşın inceleme elemanı istihdamı konusunda istenen sonuca ulaşılamamıştır.
Bu durum da kayıt dışılığı beslemektedir. Yaygın görüşe göre; kayıt dışı ekonomi kayıtlı ekonominin yarısı kadar olduğu bizzat ilgililer ve siyaset kurumu tarafından ifade edilmektedir.
Kayıt dışılığı önleyecek önlem vergi incelemesidir. Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’nın 2018 Yılı Faaliyet Raporu’na göre; vergi incelemesi kayıtlı vergi mükellef sayısının yüzde 2’nin altında yanı 1.63’dür.
Rapora göre; 2018 yılında 2 milyon 727 bin 208 mükellefin sadece 44 bin 376’sı incelenmiştir. Yani kayıtlı mükelleflerin sadece yüzde 1.63’ü.
Mükellef incelemeleri de sınırlı inceleme ve tam inceleme olarak ayrılmaktadır. İncelenen mükellef sayılarının yüzde 75 sınırlı, yüzde 25 ise tam incelemedir. Sınırlı inceleme verimsiz Hazineye vergi girişi cüzi olan düzenleyici içerikte incelemelerdir. Tam inceleme ise gerçekten dört başı mamur mükellef incelemesidir.
Buna göre; 2 milyon 727 bin 208 vergi mükellefinin sadece 11 bin 94’ü tam incelenmiştir. Bu da sadece BİN MÜKELLEFTEN 4 MÜKELLEFİN incelenmesi anlamına gelmektedir.
Almanya da bir örnekle bu çarpıklığı gösterelim. Büyük mükelleflerin inceleme oranı yüzde 21,6, orta büyüklükteki mükelleflerin inceleme oranı yüzde 6,6, küçük ölçeklilerin oranı yüzde 3.3 ve en küçüklerin oranı ise yüzde 1’dir. Ortalama inceleme oranı yüzde 2.3’tür.
Türkiye’de ise maalesef tam inceleme binde 4’tür.
İncelemenin işletmeler üzerinden siyasi baskı aracı olarak kullanılması ise başlı başına bir inceleme konusu!