Vergi defter ve belgelerinin incelemeye verilmemesinin hukuki sonuçları
Vergi inceleme elemanlarının mükelleflerin defter ve belgelerini incelenmek için istediklerinde mükelleflerin vergi ödevleri gereği süresinde ibraz etmeleri...
Vergi inceleme elemanlarının mükelleflerin defter ve belgelerini incelenmek için istediklerinde mükelleflerin vergi ödevleri gereği süresinde ibraz etmeleri gerekir. Elde olmayan nedenlerle yani kanuni tabirle mücbir sebep halleriyle bu olanaklı olmayabiliyor. Elden olmayan nedenler olmaksızın defter ve belgelerin incelemeye elemanlarına verilmemesi hallerinde vergi idaresi ile vergi yargısı uygulamalarını ve gelinen son uygulamayı açıklayacağız.
ELDE OLMAYAN NEDENLER NELERDİR?
Vergi Usul Kanunun 13-18 nci maddelerinde elde olmayan nedenleri yani; kanuni tabirle mücbir sebep Türkçesi ise zorlayıcı nedenler; ‘’vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel haller; ağır kaza, ağır hastalık, tutukluluk, yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi tabi afetler, kişinin elinden olmayan nedenlerle defter ve belgelerin elden çıkması’’ şeklinde hükme bağlanmıştır.
Bu haller süresince defter ve belgelerin incelemeye sunulmaması elden olmayan neden olarak kabul edilmektedir.
Zorlayıcı nedenler olmadan defter ve belgelerin inceleme elemanlarına verilmemesi vergi idaresi ile vergi yargısı uygulamaları konusunda yıllardır devam eden uyuşmazlıklar Danıştay’ın İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 08/02/2019 tarih ve E: 2013/3, K: 2019/1 sayılı Kararı ile son nokta konulmuştu.
KARAR ÖNCESİ VERGİ İDARESİ UYGULAMASI
Elde olmayan nedenler yani zorlayıcı nedenler olmaksızın defter ve belgelerini inceleme elemanına ibraz etmeyen mükellefler hakkında inceleme elemanlarınca mükelleflerin ilgili vergilendirme dönemine ait beyannamelerinde indirilecek katma değer vergilerinin indirimleri kabul edilmeyerek vergi ve 3 kat vergi ziyaı cezası ile birlikte mükelleflerden istenmekteydi.
Ayrıca Vergi Usul Kanununun 359/a-2 maddesine göre; defter, kayıt ve belgelerini gizledikleri nedeniyle hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası verilmesi için cumhuriyet savcılığına ‘’Vergi Suçu Raporu’ düzenlenerek suç duyurusunda bulunulmaktaydı.
Mükellefler de bu vergi ve cezalar için yargı yerlerinde dava açmaktaydılar. Vergi idaresi bu şekilde defter ve belge vermemede bir kasıt yani bir vergi ziyaı vardır gerekçesiyle bütün indirimlerini ret ediyordu.
Bazı yargı kararlarında ise bu işlemler için mahkemeler konuyu bilirkişi marifetiyle inceletip ona göre karar veriyordu.
Bilirkişilerin ve mahkemelerin inceleme yetkisi bulunmadığı gerekçeleri ile bazı yargı yerleri de vergi idaresi uygulamasını yerinde buluyordu.
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ GENEL KURUL KARARI
Danıştay bu durumda defter ve belgelerin ilgili mahkemeye veya temyiz sırasında bile ibrazı halinde cezalı tarhiyatın gerçek mahiyetinin incelenebileceği yönünde 25 Temmuz 2019 tarih ve 30842 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 08/02/2019 tarih ve E: 2013/3, K: 2019/1 sayılı Kararı’ ile mükellefler lehine karar verdi.
Vergi idaresi ise, defter belgelerini istenilen sürede veremeyenlerin daha sonra inceleme elemanına, vergi mahkemelerine ve hatta temyiz davası sırasında Danıştay’a sunulmasını da kabul etmemektedir.
Vergi idaresinin görüşü; ‘’vergi mahkemesi ve temyiz mercilerinin olayı bilirkişi marifetiyle incelettikleri, bilirkişilerin defter ve belgeler üzerinde sınırlı inceleme yetkilerinin olması, karşıt inceleme ile alt mükellefler nezdinde inceleme yapma yetkilerinin bulunması nedenleriyle olayın gerçek mahiyetini kavramaları mümkün değildir.’’ şeklindedir.
Bu düşünce sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanma fiilini inceleme dışı bırakacağı, şekli bir bilirkişi incelemesi ile bu fiilin yaptırım dışı kalacağı şeklinde haklı bir gerekçesi bulunmaktadır. Halk arasında ‘’naylon fatura’’ tabir edilen belgelerin incelenme dışı bırakılarak peçelenmesini sağlayacağı açısından doğru bir tespittir.
Elden olmayan nedenlerle defter ve belgelerini kanıtlama imkanından yoksun olan ancak, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmayan gerçekten, mağdur mükellefler de Vergi İdaresinin bu uygulamaları karşısında zor durumda kaldıkları da ayrı bir gerçektir.
Bazı yargı yerleri bu durumda vergi dairesi ile konuyu sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge açısından inceledikten sonra ibraz edilmeyen belgelerin bilindik mükelleflerden temin edilmesi halinde indirimlerini kabul etmekte ve cezalı tarhiyatlarını da kaldırmaktadır.
Bu uygulama kötü niyetli olmayan, defter belge saklama ve ibraz etme konusunda kusurlu mükellefler ile naylon faturacıları aynı konuma koymak gibi bir sonucu doğurur ki bu şekli olarak benzer olsa bile hukuki olarak benzer değildir. İnceleme raporunda Naylon fatura yönünden bir belirleme varsa her aşamada vergi incelemesi ve karşıt inceleme yapma olanağı vardır.
DANIŞTAY SON NOKTAYI KOYDU
Bu Karara göre; defter ve belgelerini vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edemeyenlerin, vergi mahkemelerine, hatta temyiz sırasında Danıştay’a ibraz etmeleri sağlanmış olmaktadır.
Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmayan fakat ihmal kusuru işleyen mükellefler için doğru bir karar olmakla birlikte naylon fatura düzenleyen, kullanan ve defter ve belgelerinde tahrifat yapıp vergi matrahlarını beyan dışı bırakanları ise cesaretlendirmektedir.
Ancak, Danıştay’ın İçtihadı Birleştirme Kurul Kararları vergi idareleri ve vergi yargı yerleri için bağlayıcı olması ve tarafların uyma zorunluluğu bulunması nedenleriyle vergi idaresi de bu uygulamaya devam etmek zorundadır.