Tarihi süreçte Dünya Emekçi Kadınlar Günü

‘’Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’ Birleşmiş Milletler tarafından insan hakları temelinde kadınların siyasal, sosyal ve ekonomik sorunları ile ilgili bilinç...

‘’Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’ Birleşmiş Milletler tarafından insan hakları temelinde kadınların siyasal, sosyal ve ekonomik sorunları ile ilgili bilinç geliştirilmesi ve farkındalık yaratılması amacıyla Ülkemiz’de de kutlanmaktadır.

DÜNYA KADINLAR GÜNÜNE NASIL GELİNDİ?

Dünya kadınlar günü de diğer önemli günlerde olduğu gibi tarihi süreç içerisinde Amerika ve Avrupa ülkelerinde kadınlarla erkeklerin eşit haklara sahip olma savaşımından günümüze kadar gelmektedir.

Amerika’nın New York kentinde 8 Mart 1857 yılında tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadın işçi, düşük ücret, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için greve başladılar.

Bu grev sırasında işçilerin fabrika önünde kurdukları barikatlarda yangın çıktı. Çıkan yangında kaçamayan çoğu kadın 129 yanarak can verdi.

CLARA ZETKİN VE ROSA LUXEMBURG ÖNCÜLÜK EDİYOR

Bu olaylardan tam 52 yıl sonra 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde düzenlenen II. Sosyalist Enternasyonal’e bağlı Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Almanya Sosyal Demokrat Partisi delegeleri Clara Zetkin, Kate Duncker, Rosa Luxemburg ve arkadaşları bundan böyle her yıl bir “Kadınlar Günü” düzenlenmesi önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

İlk uluslararası etkinlikler ise 1911’de, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de düzenlendi.

RUSYA’DA ÇARI’I DEVİRDİLER

Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917’de Rus emekçi kadınlar “Ekmek ve barış istiyoruz” sloganlarıyla sokaklara çıkmıştı. Eylemlerinin dördüncü gününde Rus Çarı tahttan indirildi. Kurulan geçici hükümet ise kadınlara seçme hakkı tanıdı.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KABUL EDİYOR

1975 yılında ‘’Uluslararası Kadınlar Yılı’’ olarak kutlandı. Etkinlik ve tanıtımlar yapıldı. 2 yıl sonra yani 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 8 Mart’ı “Kadın Hakları, Uluslararası Barış Günü” olarak kabul etti.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun gerekçesi; ‘’ Dünya barışının korunması, sosyal gelişim ve temel insan haklarının kullanılması için kadınların da eşitlik ve kendilerini geliştirmelerine olanak sağlama gereksinimi idi. Kadınlara eşit hakların verilmesinin dünya barışını güçlendireceği’’ şeklindeydi.

DÜNYA ERKEKLER GÜNÜ DE VAR AMA…

Dünya erkekler günü de var! Vardır ama kimin haberi var! ‘’19 Kasım Dünya Erkekler Günü’’ olarak 1990’dan beri kutlanıyormuş. Ben yeni duydum. Bütün dinlerin inançların üstünlük tanıdığı erkek egemen bir evrende ‘’erkekler günü’’ biraz anlamsız geliyor.

Evrende diyorum çünkü doğada yani; bitkide, hayvanda da baskın cinsiyet erkek, edilgen cinsiyet dişi.

TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMA

1975 yılından başlayarak 1980 Darbesine kadar çok belirgin olmamakla birlikte sol sosyalist örgütler tarafından 4 yıl boyunca sokaklarda ve salonlarda ‘’Dünya emekçi kadınlar günü’’ kutlandı. 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra tekrar askeri cunta yönetimi tarafından dört yıl süreyle hiçbir kutlamanın yapılmasına izin verilmedi.

Demokratik hakların kısmen kullanılmaya başlandığı 1984 tarihinden itibaren Türkiye’de de yeniden kutlanmaya başlandı.

Özellikle kadın hak ihlallerinin ve kadın cinayetlerinin yaygınlaşması bir emek eylemi olan kadınlar gününü bugün ki duruma getirdi.

Gelinen duruma rağmen baskılar kalkmış değil. 2019 yılında polis İstiklal Caddesi’nde toplanan binlerce kadının yürüyüşünü engelledi. Kalabalığın üzerine göz yaşartıcı gaz ve plastik mermilerle müdahale edildi.

Bir yıldır devam eden ‘’Diyarbakır anneleri eylemi’’ ile anneler evlatları için eylem sürdürüyorlar. Devletten isteyecekleri evlatlarını bir siyasi partiden istiyorlar. 80’li, 90’lı yıllarda kayıp insanların annelerinin başlattığı ‘’Cumartesi Anneleri’’ eylemi ile ‘’Diyarbakır anneleri eylemi’’ üzerinden sürdürülmek istenen ‘’anneler yarışı’’ gayri ahlaki bir ‘’toplumu kamplaştırma’’ hareketidir. Anne her yerde annedir.

‘’Cumartesi annelerinin’’ simgesi haline gelen Cemil Kırbayır’ın annesi Barfo Ana’nın sözleri hala kulaklarımızdadır. "Benim evladım gelir diye kapıyı bacayı açık bıraktım. Ay geçti, gün geçti, sene geçti benim çocuğum gelmedi. Benim çocuğum ölmüşse cenazesini bana versinler" sözleriyle kaldı kulaklarımızda.

Yaşadığımız bu zamanda; tarihinden ve bağlamından farklı olarak ‘’kadınlara bahşedilen bir gün kutlanıyormuş’’ gibi hediyeleşme şekline dönüştürülmesi geçmişte yaşanan trajedilere de uygun düşmemektedir.

Hatta ‘’hediyeleşmek suretiyle tüketim pazarlama eylem ve yöntemi’’ haline getirilmesi ise mücadelenin tarihsel anlamını da yitirmektedir.

129 kadın 1857 yılında çiçek istedikleri için ölmediler! Ekmek için, eşitlik ve hak için öldüler!

Bütün Dünya kadınlarının ‘’Dünya Emekçi Kadınlar Günü’’ kutlu olsun.