Asgari Ücret Değil 'Açlığa Mahkum Ücreti'
"İktidar tercihini işçiden, memurdan, asgari ücretli ve emekliden yana değil, bir avuç müteahhit ve etrafında kümelenen yandaşlarına aktarma yönünde kullanmakta."
Ücret artışlarının özellikle de asgari ücretin enflasyonu artıran en önemli neden olduğu gerekçesiyle asgari ücret açlık sınırının altında tespit edildi. Oysa asılında enflasyonun asıl nedeni; yüksek döviz kuru, yüksek faiz, üretim ve mal ithalatını pahalandıran yüksek vergiler; ÖTV, KDV ve yüksek oranlı Gümrük Vergileri ile bol gelirleri ile çılgın harcama yapan mutlu azınlığın harcamalarıdır.
HESAPLANMASI VE İŞVERENE MALİYETİ
Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararı, 27.12.2024 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Yüzde 30 artışla 01.01.2025 tarihi itibarıyla asgari ücret günlük brütü 866,85 TL, aylık ise 26.005,50, neti ise aylık 22.104,67 TL’ye yükseltildi.
Asgari ücretin net hesabı ve işverene maliyet de netleşti. İşçi için brüt ücretten yüzde14 oranında 3.640,50 TL, SGK işçi pirimi olarak yüzde 1 oranı ile 260,06 işsizlik sigorta işçi primi olmak üzere toplam 3.900,83 TL işçi tarafından ödendikten sonra işçinin eline net 22.104, 67 TL geçecek.
İşverene maliyeti ise brüt asgari ücret olan 26.005,50 TL üzerinden yüzde 20,75 oranında SGK işveren primi payı olarak 5.396,14 TL, işveren işsizlik sigorta primi olarak ise 520,11 TL ödenecek. İşverene asgari ücretle birlikte maliyet 31.921,75 TL olacak, bu maliyet üzerinden işverene toplam maliyet yüzde 5 puanlık indirim yapılarak toplam maliyeti 30.621,48 TL olacak.
İŞÇİYE 30, İŞVERENE 40 ARTIŞ
Türkiye Ticaret, Kooperatif, Eğitim, Büro ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası (TEZ-KOOP- İŞ) Genel Başkanı Haydar Özdemiroğlu, 2025 yılı için belirlenen asgari ücret yüzde 30 artış yapılırken, işverenlere yüzde 43 destek verildiğini açıkladı. Özdemiroğlu, TÜİK rakamlarına göre bile belirlenen asgari ücretin en geç Mart 2025’te açlık sınırının altına kalacağını vurguladı ve aileleri ile birlikte yaklaşık 40 milyon vatandaşın açlık sınırın altında kalacağını belirterek, “Bu nasıl bir adalettir, bu nasıl bir hakkaniyettir” diyerek hükümete tepki gösterdi.
AÇLIĞA MAHKUM ÜCRETİ
2025 yılında uygulanacak asgari ücret, 2024 yılı boyunca uygulanan 17.002 TL'nin yüzde 30,01'i oranında artırılarak 22.104 TL olarak açıklandı.
Asgari Ücret Yönetmeliğinin 4/d’ncü maddesine göre; “Asgari ücret: İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti” olarak tanımlanmıştır.
Tanıma göre; asgari ücretin işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını asgari düzeyde karşılamaya yetecek bir ücret olması gerekiyor.
TÜİK kayıtlarına göre; 16 milyona yakın çalışan var. Bu sayıyı Sayın Mahfi Eğilmez 20 milyon 500 olarak belirtmekte. Biz TÜİK rakamı olan 16 milyonu esas alalım. DİSK’in; ‘’çalışanların yüzde 83’nün asgari ücretli olduğu’’ hesaplamasına göre, çalışanların yüzde 83’ünün asgari ücretle çalıştığı kabulüne göre 13 milyonu aşkın çalışanın asgari ücretle çalıştığını kabul etmemiz gerek.
BİR ŞEHİR EFSANESİ
En az ücret demek olan asgari ücretin enflasyonun artış sebebi olduğu tam bir şehir efsanesi. Enflasyonun asıl sebebi adaletsiz gelir dağılımı.
TÜRK-İŞ Konfederasyonu tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla 37 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yapılan araştırmanın 2024 Kasım ayı sonucuna göre;
- Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 20.561,65 TL,
- Gıda harcaması ile giyim, konut, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yoksulluk sınırı 66.976,07 TL,
- Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ de aylık 26.712,30 TL,
olarak tespit etmiştir.
TÜİK gelir dağılımını yüzde 20'lik dilimlere ayırarak 5 grup halinde gruplandırılmıştır. Buna göre; 2024 yılı gelir dağılımı istatistiğine göre en yüksek yüzde 20'lik gelir grubu, toplam gelirin yüzde 48,1'ini alırken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grup ise sadece yüzde 6,3’nü almaktadır.
Yani enflasyon artışını harlatarak alevlendirenler en düşük yüzde 20’lik grup değil, en yüksek yüzde 20’lik grup olan ve gelirin tek başına yüzde 48,1’ni, yani yarısına yakınını alanlar. Arada kalan 3 yüzde 20’lik grupta kalanlar da kuşkusuz en alttaki yüzde 6,3 alanlardan daha fazla enflasyona neden oldukları da bilinen bir gerçek.
Gelir dağılımının en altında yer alanların kuşkusuz ki asgari ücretliler ile asgari ücretin altında maaş alan emekliler oldukları kesin.
Biyolojik yaşamlarını sürdürmek için yaşam savaşı veren asgari ücretliler ile en az maaş alan emeklileri enflasyonun nedeni sayarak açlığa mahkûm etmek yetmezmiş gibi bir de böbürlenerek ‘’işçimizi, memurumuzu ve asgari ücretlimizi enflasyona ezdirmedik’’ pişkinliği emekçi halkımızın gözünden kaçtığı zannedilmesin!
KÖPRÜ-OTOYOLCULARA PARA VAR!
Kamu Özel-İş Birliği (KÖİ); "Bir sözleşmeye dayalı olarak, yatırım ve hizmetlerin, projeye yönelik maliyet, risk ve getirilerinin, kamu ve özel sektör arasında paylaşılması yoluyla gerçekleştirilmesini" öngören bir mevzuat düzenlemesi. Köprü, otoyol ve hastane gibi birçok yatırım bu düzenlemeye göre yapılmakta. Ancak İktidar bu yatırımların yapılması sırasında kamu kaynaklarının keyfi, eş ve dost kayrılarak yapıldığı açıkça görülmekte.
"Para yok" diyenlerin devleti eşe, dosta ve yakınlara nasıl peşkeş çektiklerine onlarca örnekten biri ile yazımızı bitirelim.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, Yap-İşlet-Devret modeliyle yaptırılan Ankara-Niğde Otoyolu'nda verilen araç geçiş garantisinin yine tutmadığını açıkladı.
4 yıl boyunca bu otoyolda 24 milyon 265 bin araç geçmiş. Garanti edilen araç sayısı ise 109 milyon 500 bin araçtır. Yani 85 milyon 235 bin araç geçmediği halde parası devlet tarafından yatırımcı şirkete ödenmiştir. Yatırımcı şirket 4 yılda yatırım yaptığı parayı fazlası ile devletten almış. Şimdi 11 yıl daha hem devletten hem de otoyolda geçen vatandaşlardan para almaya devam edecek.
Para işi tercih işi. İktidar tercihini işçiden, memurdan, asgari ücretli ve emekliden yana değil, bir avuç müteahhit ve etrafında kümelenen yandaşlarına aktarma yönünde kullanmakta.
Suriye’de yaşananların ve yaşanacakların yeni yılda bölgemizi, özellikle de ülkemize olumlu-olumsuz etkileri olacak. 40 yıldan beri her alanda yansımalarını yaşadığımız Kürt sorunun çözümü konusunda toplumda bir umut oluşmuş, toplumun ekseriyetinin kabul ettiği barış için beklenti büyümekte. Oluşan bu değerli umut ve beklenti Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir daha cumhurbaşkanı seçilmesine kurban edilmemeli. Kürtlere "havuç-sopa" metaforuna dönüşmemesi dileklerimle yılımız kutlu olsun.