Asrın depremi değil, asrın ihmali!

Evet sorun büyük. Ama iktidar elinde bulundurduğu medya gücü ile halkı aldatmaya, uyutmaya devam ediyor. Eleştirenleri vatan haini, terörist ilan ediyor. Yaydığı ajitasyon ile tek adam rejiminin ömrünü uzatmayı pervasızca sürdürüyor.

Türkiye’nin 10 ilinde asrın depremi mi oldu? Hayır ama ölü ve yaralı, yıkılan ev ve telef olan mal, malzeme ve hayvan konusunda asrın ihmali asrın felaketi olduğu doğru! İnsanlar kendilerini sahipsiz, terk edilmiş çaresiz saymaları itibariyle de asrın felaketi olduğu da doğru! Ama depremin şiddeti bakımında asrın depremi olduğu söylenemez! Dünyada kaydedilen en büyük 20 depremin hepsinin şiddeti Richter ölçeğine göre 8,9’dan büyük olup, 10 ilimizde meydana gelen depremin şiddeti ise 7,7’dır. Bilim insanlarının her türlü uyarısına karşın hiçbir planlama yapmayan, önlem almayan, imar affı ile evleri mezara dönüştürenlerin, yetmezmiş gibi; bir de depremi fırsata çevirerek seçimi erteleme girişimlerine halkımız izin vermeyecektir.

DEPREM HEM CANIMIZI HEM DE MALIMIZI ALDI

10 Şubat tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Ekonomistler depreminin mali boyutu üzerinde değerlendirmeler yapmışlar. Özellikle Ekonomist Ercan Türkan, deprem felaketinin etkilediği 10 ildeki ekonomik aktiviteleri ile büyüklüklerini ele aldığı “DEPREM BÖLGESİNİN EKONOMİK GÖSTERGELERİ VE ÜLKE EKONOMİSİNE KATKILARI” başlıklı çalışması bize kayıpların ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)’ne göre 2022 Aralık itibariyle, Türkiye’nin nüfusu 85 milyon 279 bin 553’dür. Çalışmaya göre; deprem bölgesinde Türkiye nüfusunun yüzde 16’sı olan 13 milyon 400 bin yurttaş yaşamaktadır. Aşağıdaki hesaplamalara sonradan olağanüstü hal illerine dahil edilen Elazığ ili değerleri hesaplamalara dahil değildir.

Türkiye'nin toplam 241 milyar Dolarlık milli geliri bulunduğu, 241 milyar dolar milli gelirin yüzde 9,3'ü yani 22 milyar 413 milyon Doları bu bölge elde edilmekteydi. Bu rakamın TL karşılığı 425 milyar 847 milyon TL’dir.

Bu yazıyı yazdığım şu anda can kaybı 41 bin dolaylarındadır. Bu sayının daha da artacağı tahmin edilmektedir. Aslında sonuçta açıklanacak ölü sayısının da çok gerçekçi olmayacağı da bilinmektedir.

13,4 milyon yurttaşımızın yaşadığı 10 ilde olağanüstü hal ilan edildi. Umarız ve dileriz ki olağanüstü hal insan hak ve özgürlükleri kısıtlanmadan amacına uygun olarak uygulanır.

MİLLİ GELİR, GSMH VE GSYİH NEDİR NASIL HESAPLANIR

Konunun daha iyi anlaşılması için milli gelirin ne olduğu ve nasıl hesaplandığına da kısaca değinmek gerekir. Milli geliri tam anlayabilmemiz için Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ve Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) kavramlarını kısaca açıklamamız gerekir.

GSYİH, bir ülkenin sınırları içerisinde hem o ülkenin yurttaşları hem de yabancılar tarafından elde edilen geliri ifade eder. GSMH ise bir ülkenin yurttaşları tarafından o ülkenin sınırları içerisinde ve sınırları dışında elde edilen gelirin toplamıdır.

Milli Gelir ise, belli bir döneme ilişkin gayri safi milli hasıla değerinden aynı dönemde, o ekonomide alınan dolaylı vergiler toplamının çıkartılmasıyla elde edilen tutardır. Bilimsel anlamda milli gelir bir ülkede belli bir dönemde üretilen mal ve hizmetlerin net parasal değeri olarak da tanımlayabiliriz.

Bu arada vergileri türleri itibariyle tanımlamaya gereksinim vardır. Bilim insanları vergileri dolaylı vergiler ve dolaysız vergiler olmak üzere ikiye ayrılırlar.

Dolaylı vergileri; kişi ve kurumların Devlet’ten mal ve hizmet alımları ile diğer harcamalar üzerinden alınan vergilerdir. Bunlar; katma değer vergisi, işlem ve satış vergileri, gümrük vergileri, özel tüketim vergisi, özel iletişim vergisi gibi vergiler bu türden vergilerdir.

Dolaysız vergi ise; ticari işlem kazançlarından, taşınır, taşınmaz gelirlerinden ve ücret gelirleri üzerinden elde edilen vergi türünü ifade etmektedir. Bunlara; gelir ve kurumlar vergileridir.

Deprem nedeniyle kaybolan milli gelirin ne olduğu tanımlamasından sonra, şimdi gelelim konumuza.

İlk açıklamalara göre yaşanan depremin mali boyutu 4 veya 5 milyar Doları aşacağı söylenmektedir. 5 milyar dolar yaklaşık 95 milyar TL etmektedir. Yetkililer de yaraların sarılması için 100 milyar TL’nin harcanacağını belirtmişlerdi.

Şimdiden toplanan yardım parasının miktarı 115 milyardır. Bu paranın harcamasını da ileride çok tartışacağımız geçmişteki uygulamalardan biliyoruz. AKP zihniyeti devam ederse büyük kısmı Kamu İhale Kurumu ve Sayıştay denetimi dışında alelusul harcanacaktır.

2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinin 660 milyar 901 milyon TL açık vereceği Bütçe Kanunu ile yasalaştı. Bu yılın ilk ayı olan Ocak 2023 sonu itibariyle bütçe açığı 32 milyar TL olarak gerçekleşti.

Vergi tahakkuklarının yoğun olduğu Mart ve Nisan Ayları hariç diğer izleyen aylarda bu açığın yıl sonuna kadar 1 trilyon TL’yi aşacağını tahmin etmek zor değil.

Bilindiği üzere, geçen yıl bütçe ilk altı ayda bitmiş, yeni bir ek bütçe kanunu Meclis’te çıkarılmıştı. Bu yıl da aynı şeylerin olacağını görmek için kain olmaya gerek yoktur!

Evet sorun büyük. Ama iktidar elinde bulundurduğu medya gücü ile halkı aldatmaya, uyutmaya devam ediyor. Eleştirenleri vatan haini, terörist ilan ediyor. Yaydığı ajitasyon ile tek adam rejiminin ömrünü uzatmayı pervasızca sürdürüyor.

Yazımı değerli maliye ve ekonomi uzmanı Mahfi Eğilmez üstadın, ‘’Kendime Yazılar’’ Bloğundaki tespit ile bitirelim.

‘’Deprem, ülkedeki yönetim sisteminin ve organizasyonun ne kadar yanlış olduğunu, bunların başındaki kişilerin çoğunun liyakatten ne kadar uzak bulunduğunu acı biçimde gösterdi. Türkiye’de belki bunlar hiçbir zaman tam olarak doğru değildi ama bu kadar yanlış hale gelmesinin nedeninin 2018’de geçilen ve her konuda Cumhurbaşkanını yetkili hale getiren yeni yönetim sistemi olduğu açık biçimde ortaya çıktı. Deprem, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu tür olaylara doğrudan müdahale yetkisinin alınmasının, AKUT’a el konulmasının, her kararın en yukarılarda toplanmasının nelere mal olduğunu adeta gözlerimizin içine soktu. Şimdi herkes afet illerine gönderilen yardım malzemelerinin ortada kalmasına, telef olmasına, yağmalanmasına üzülüyor ve bunun niçin devletçe organize edilemediğini soruyor.’’