'Gıda Bankacılığı' AKP'yi İktidarda Tutuyor
"'Gıda Bankası' adı altında kurulan dernek ve vakıflar kanalı ile devleti vergi zararına uğrat. Sonra da toplanan paraları seçim yatırımı için parti emrine ver."
AKP iktidara geldiğinin ikinci yılında yani 2004 yılında Gıda Bankacılığı Kanununu yürürlüğe koydu. Gelir, Kurumlar ve Katma Değer Vergileri Kanunlarında yaptığı eklemelerle fakirlere yardım bağışlarını vergi dışı bırakan düzenlemeleri yaptı. Bu düzenlemelere paralel olarak kendine yakın din istismarcısı dernek ve vakıflara vergi muafiyeti tanıyarak bunlara yapılacak mal ve nakdi yardımların tamamının vergi matrahlarından indirilmesini sağlamak suretiyle 23 yıldır iktidarını sürdürürken, muhalif belediyelerin fakir halka yardımlarını ise engelliyor!
YAPILAN YASAL DÜZENLEMELER
"Gıda Bankacılığı" sistemi, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi ve Tüketim ve Denetlemesine Dair Kanun’un 3’ncü maddesi ile düzenlenmiştir. Amaç; fakirlere ve doğal afetlerden etkilenenlere yardım amacı ile güya kâr amacı gütmeyen dernek ve vakıfların oluşturduğu organizasyonları ifade etmekte. Sistem ile bu alanda faaliyet gösteren iktidar yandaşı dernek ve vakıflara vergi mevzuatında belirlenen usul ve esaslara göre bağış yapan gerçek kişi ve şirketlerin bağış ve yardımları, gelir ve kurumlar vergi matrahlarından indirebilmekte. Bu amaçlı teslimler Katma Değer Vergisine de tabi tutulmamakta.
DÜZENLEME NEDEN YAPILDI?
Öteden beri dernek, vakıf ve cemaat olarak dini istismardan beslenen ve geçinen din bezirgânı kimileri, zamanla bu kuruluşlar sayesinde ülke siyasetinde de var olmaya başladı. 2022 yılında iktidar olan AKP, FETO Örgütü ile el ele vererek bu yasal düzenlemeleri yaptı.
Gıda Bankacılığı Yasa Teklifi TBMM’ye ilk sunulduğu sırada ‘’Gıda Bankacılığı’’ düzenlemesi yoktu. Plan Bütçe Komisyonu görüşmeleri sırasında eklendi ve TBMM Genel Kurulu'nda aynen kabul edildi.
Fakirlere yardım bahane edilerek yasalaştırılan bu düzenleme ile iktidara yıllarca oy devşirildi. Bu amaçla Fethullah Gülen Cemaati ve benzeri birçok inanç üzerinde istismar amaçlı siyaset yapan, inanç simsarlığından geçinen yüzlerce vakıf ve dernek kuruldu ve kurulu olanlar da yararlandı.
YASAL DÜZENLEMELER
Vergi kanunlarında, ''Gıda Bankacılığı'' düzenlemesi ilk kez 5035 sayılı Kanun’la yapılan düzenlemede bu kez de 5228 sayılı Kanun’la Gelir Vergisi Kanunu'nun 40 ve 89'ncu maddelerinde yapılan düzenleme sonunda ilgili maddeler aşağıdaki son halini aldı.
Buna göre; Gelir Vergisi Kanunu'nun 40'ncı maddesinin 10'ncu bendi ile; "Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda maddelerinin maliyet bedeli vergi matrahından indirileceği’’ şeklinde düzenlenmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 89'ncu maddesinin 6'ncı bendi ise ''Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamını" Gelir Vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirim yapılabilmektedirler.
Aynı şekilde Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6. maddesinin 1 ve 2'nci bentlerinde ise;
"Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanacağı’’ şeklinde düzenlenmesi bulunmakta.
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun istisnalar ile ilgili 17/2-b maddesinde ise; ''...fakirlere yardım amacıyla Gıda Bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin tesliminin KDV'ye tabi tabi tutulmayacağı’’ şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıdaki düzenlemelere göre, "Gıda Bankacılığı" için yapılan bağışların usul ve esasları Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 251 seri sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır.
Düzenlenecek faturada muhakkak "İhtiyaç sahiplerine yardım şartıyla bağışlanacağından KDV hesaplanmamıştır" ibaresinin yer alması zorunluluğu getirilmiştir.
Konu ile ilgili yayımlanan 251 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde; "derneklerin tüzüklerinde, vakıfların senetlerinde; 'ihtiyacı bulunanlara gıda yardımı yapabilmesine ilişkin hükümlerinin bulunması'" düzenlemesine yer verilmiş olmalıdır.
Holdingler, zenginler, kamu kurumları, kimi kendiliğinden, kimi de baskıdan kurtulmak veya yaranmak için "Gıda Bankacılığı" olarak kurulan vakıf ve derneklere bağışta bulunduğu bilinmekte.
Son zamanlarda kurulan veya önceden kurulsa dahi iktidara yakın durma hissiyat ve zorunluluğunda kalan dernek ve vakıfların bu bağış ve yardımlarının büyük bir kısmı sanki iktidarın yurttaşlara yardımıymış, hatta ‘’Sayın Cumhurbaşkanımızın size gönderdiği yardım’’ şeklinde halka yansıtıldığı bilinmekte.
Uygulamada bu bağış ve yardımlarla temin edilen gıda ve ihtiyaç maddelerini "Erdoğan size gönderdi" diye dağıtılarak AKP'ye oy devşirildiği bilinmekte.
VAKIF VE DERNEKLER
Ülkemizde 2024 sonu itibarıyla 125 bine yakın dernek var. Bunların 20 bini aşkını ise inanç amaçlı. İnanç amaçlı 5 bin 500 dernek. AKP döneminde kurulan 351 adedine kamuya yararlı dernek statüsü verilerek vergi muafiyeti tanınmış.
Kamuya Yararlı Vakıf sayısı ise Osmanlı’dan beri Gelir İdaresi Başkanlığı Tebliğine göre 332 adet. AKP’nin iktidarı döneminde kurulan ise 146 adet. Yani Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde kurulan kadar da AKP döneminde kurulmuş. Bu vakıflara kamuya yararlı statüsünde verilerek vergi muafiyetleri var. Ayrıca bunların kurdukları Gıda Bankacılığına ise yukarıda açıkladığım üzere ekstra vergi avantajı sağlanmış ki para toplasınlar diye.
Bu dernek ve vakıfların adlarını burada saymaya gerek yok, zaten herkes aşağı yukarı biliyor. Büyük bir kısmı yasalara aykırı, inanç görünümlü, kamu veya kamu otoritesine dayalı istismar kuruluşları. Ne halkımızın inancı ile ne de İslâm'ın inanç ilkeleri ile ilgileri yok!
YUNUS EMRE VAKFI OLAYI
Bu yazıyı yazmaya başladığım sırada tam da bu konuyu kanıtlayan bir olay basında gündem oldu.
Yunus Emre Vakfı'nda sahte faturalarla 400 milyon TL’lik yolsuzluk tespit edildiğini, eski Başkan Şeref Ateş'in Almanya’ya kaçtığını ve 8 kişinin tutuklandığını Yunus Emre Enstitüsü doğrulayarak suç duyurusunda bulundu.
Skandal sonrasında Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ve MHP’li Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Kutalmış Yalçın’ın da aralarında bulunduğu birçok isim görevlerinden istifa ettiklerini açıkladı.
İşte bu. Dini istismar için dernek veya vakıf kur. Vergi muafiyeti sağlayarak kişi ve şirketlerden para topla. "Gıda Bankası" adı altında kurulan dernek ve vakıflar kanalı ile devleti vergi zararına uğrat. Sonra da toplanan paraları seçim yatırımı için parti emrine ver. Yetmedi toplanan paraları bir de sahte faturalar ile zimmetine geçir. Sonra da milliyetçi, mukaddesatçı, dindar diye ortalarda dolaş! Oh ne âlâ mualla…