Yerel seçime giderken...

Yersiz kararlarla kurallar değersiz hale getirildi. Halk umudunu siyasetten kesti. Hepsi aynı denilerek aynılaşma oldu. Umutsuz hale getirilen halk giderek yoksullaşarak algılarla küçük umutlarla avunulur halle geldi.

Türkiye çok önemli bir genel seçim sonrasında yerel seçime gidiyor. AKP ve oluşturduğu blok aynen devam ederken, karşısındaki demokrasi bloğu siyasi partiler açısından dağıldığı görülüyor. Artık siyasi partilerle değil, halk ile birlikte bir demokratik blok oluşturma görevi CHP’ye düşmektedir. Bunun için de CHP’nin aday belirleme konusunda daha özenli davranılmasını bekledik ama, olmayacak anlaşılan!

28 MAYIS 2023 TÜRKİYE SİYASETİ

28 Mayıs Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi muhalif seçmende çok büyük bir hayal kırıklığı yaratı. Kazanmak için her şeyin uygun olduğu seçimin kaybedilmesi CHP’de derin bir Hüzün yarattı.

6’lı Masa, siyasi bir mühendislikle seçimden önce dışarıdan içerdekiler eliyle yıktırıldı. Oturduğu Masayı ‘’kumar masası’’ yaptıktan sonra O Masadan zaten bir şey beklenemezdi!

İyi Partinin ‘’iyi niyetli olmadığı’’ her halinden belliydi. Zaman ilerlemişti. Bir karşı çıkış veya görüş bahanelerini haklı çıkarabilirdi. CHP’liler sabretti.

TÜRKİYE’NİN KURUMSAL YAPISINI AKP YIKTI!

Türkiye’nin aralıklarla kesintiye uğrasa da 150 yıllık demokrasi geleneğin vardır. Tanzimat ve onu izleyen 1 ve 2’nci Meşrutiyet dönemlerinde; mutlak monarşiden meşruti monarşiye Kanun-i Esasi yani anayasa hazırlanarak geçilmiştir.

Meclis-i Umumi olarak parlamento; Heyet-i Ayan ve Heyet-i Mebusan diye iki kanatlı olarak oluşturulmuştur. Heyet-i Mebusan yani milletvekillerinden, Heyeti Ayan ise seçkinler yani senatörlerden oluşmuştur. Heyeti Mebusanda 80 Müslüman ve 50 gayrimüslim milletvekilinden oluşmuştur.

Büyük Devlet adamı Mithat Paşa öncülüğünde mutlak monarşiden meşruti demokrasiye böylece geçilmiştir. Bugün hala Şura-yi Devlet yani Danıştay, Divan-ı Muhasebat, Meclis-i Ahkam-ı Adliye yani Yargıtay ve Teftiş-i Muamelatı Maliye yani Maliye Müfettişliği kurulmuştur. Ziraat Bankası ve birçok eğitim ve sağlık kurumu da bu dönemde kurulmuştur.

Cumhuriyet’in kuruluşundan önce kurulan bu kurum ve kuruluşlar modern ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin öncü kurumları olarak bugüne kadar gelmiştir. Ne yazık ki AKP tarafından birçoğu ya işlemez hale getirilmekte ya da kapatılarak yok edilmektedir. Tıpkı siyaset kurumumuz gibi!

GİDEREK AYNILAŞTIK

12 Eylül Cuntasının Anayasal düzeni ile Seçim ve Siyasi Parti Kanunları ile birlikte siyasi yapımız iyice bozuldu. Arkasında ‘’Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’’ ile iyice bozuldu.

AKP’nin bozduğu her şeyi adeta diğer siyasiler de kendi ölçülerinde bozdu. AKP’nin halkımıza reva gördüklerini siyasi partilerimiz de kendi üyelerine, parti taraftarlarına uyguladı.

Bozulma o dereceye vardı ki CHP’de giderek sağa kaydı. Yerel, tanınan, bilinen siyasetçiler yerine memur tayin edilir gibi belediye başkanları halka, partililere dayatıldı. Belediyelere ithal adaylar atanmaya başlandı. Yerel siyasetçi ve halk Belediye Başkanını atanırken tanımaya başlıyor. Mahallesini semtini bilmeyen atanmış başkanlara oy vermesi isteniyor. Yerellik kalmadı.

Değişim bekleyenler ‘’vesayet’’ ile ‘’1 Nisan’da kurultayda hesap yapanlar’’ arasına sıkışıp kaldı!

Yersiz kararlarla kurallar değersiz hale getirildi. Halk umudunu siyasetten kesti. Hepsi aynı denilerek aynılaşma oldu. Umutsuz hale getirilen halk giderek yoksullaşarak algılarla küçük umutlarla avunulur halle geldi.

Emekli maaşları artırılacak diye sürekli umutları beklentilerle her hafta yeni bir tasarı, yeni bir düzenleme ile insanlar beklentiye koyuldu.

Terör gibi ciddi bir ulusal bela ‘’biz daha çok öldürdük’’ yarışına getirildi.

Kendi yurttaşımız değersiz hale getirilirken ‘’yurttaşlık para ile satılan bir meta’’ haline getirildi.

İşte Ülkemizde ‘’ahval ve şerait’ bu halle geldi. Bekleyeceğiz!