Aylin Nazlıaka: Kadınlara güvenli bir gelecek inşa edeceğiz
Bugün CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Sayın Aylin Nazlıaka ile kadına dair konuştuk. Kadınlar ne kadar güçlü ve güvenceli olursa toplum da o kadar kendini...
Bugün CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Sayın Aylin Nazlıaka ile kadına dair konuştuk.
Kadınlar ne kadar güçlü ve güvenceli olursa toplum da o kadar kendini ileriye atacaktır. Kadınların eşit haklar temelinde eşit işe eşit ücret aldığı, güvenceli çalıştığı ve kendi ayaklarının üzerinde korkusuzca yürüdüğü bir geleceği inşa etmeye çalışıyoruz…
Aylin Hanım son süreçte toplumsal hayat içerisinde çok farklı sorunlar yaşayan kadınlarımız için çok daha yoğun çalıştığınızı görüyoruz. İlleri dolaşıyorsunuz, toplantılar yapıyorsunuz, bu konudaki davalar için adliye kapılarındasınız. İnanın bu hızınızı ve enerjinizi takip edemiyoruz. Öncelikle göreve geldikten sonra neler yaptınız, şu an neler yapıyorsunuz?
Kadınların talepleri ve yaşama tutunma hikâyeleri her gün çoğalan şiddet ortamında çok acil. Bu yüzden olabildiğince dokunmak ve bağ kurmak da büyük bir önem arz ediyor. Göreve geldiğim günden itibaren sistemli bir bilgi ağı kurduk ve kadınların neler yaşadıklarını daha yakından görerek, neye ihtiyacı olduğunu birebir temas kurup tespit ederek yardımcı oluyoruz. Kadın dernekleriyle çok yakın çalışıyoruz. Sahadaki gözlemlerimiz neticesinde ortaya çıkan talepleri ve kadın dernekleri tarafından iletilen önerileri gözeterek, kadınları sosyal, siyasal ve ekonomik anlamda güçlendirecek politikaların hayata geçirilmesi için Meclis grubumuzla paylaşıyoruz. Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı davalarını olabildiğince yakından takip edip, dayanışmayı ve buradan kurulan kadın mücadelesini yükseltmeyi arzu ediyoruz. Geçtiğimiz 1 ay içinde; yani 20 iş gününde 22 davayı yakından takip ettik.
Diğer yandan parti içi kadın örgütlenmesinin de güçlenmesi için çalışmalarımız sürüyor. Özellikle son dönemde genç kadınların partiye üye olma talebinde bir artış olduğunu gözlemliyoruz.
Aylin Hanım ben röportajın sınırlılığı içinde ülkemizde kadın hakları, sorunları ve bu sorunların çözümüne yönelik çalışmalarınıza yönelmek istiyorum. Ülkemizde kadın sorunları nelerdir?
Aslında kadınların yaşadığı sorunlar bir bütün olarak toplumun yaşadığı sorunlardan farklı değil. İşsizlik, yoksulluk, şiddet... Ama bütün bu toplumsal sorunların içerisinde kadınlar iki kat daha fazla eziliyor. Hem yönetimden kaynaklı sorunlar ile karşılaşırken hem de ailesinden, sevgilisinden, eşinden ya da yanı başındaki herhangi bir erkek şiddetinden de sakınak durumunda kalıyor. Tüm bunlar kadını ikincil pozisyona düşürüyor. Aile ve evin içine sıkıştırılmak istenen kadının eşitlik mücadelesine yargı da, iş hayatı da, toplumsal değerler de taş koyuyor. Böylelikle yaratılan “Sen tek başına duramazsın” algısı kadını daha güvencesiz hale getirirken özgüveninin de sarsılmasına neden oluyor. Kadınların eşit haklar temelinde eşit işe eşit ücret aldığı, güvenceli çalıştığı ve kendi ayaklarının üzerinde korkusuzca yürüdüğü bir geleceği inşa etmeye çalışıyoruz.
Sayın Başkan kadın sorunlarından istihdamından bahsetmiştiniz. Ben kadının kendi ayaklarının üzerinde durabileceğini, bu durumda da daha az sorun yaşayabileceğini düşünüyorum. Biraz bu kısmı açar mısınız?
Kadınların işgücüne katılımını arttırmak, hayatın her alanına var olmasını sağlamak ve ekonomik olarak kimseye bağlı olmadan özgürce yaşayabilmesini temin etmek, verdiğimiz kadın mücadelesinin önemli bir parçasıdır. Çünkü ekonomik olarak ayakta duran bir kadın kimseye muhtaç olmadan kendisini gerçekleştirme imkânına sahip olabiliyor.
Sayın Başkan gün geçmesin ki, bir kadına şiddet haberi duymayalım…
Kadına yönelik artan şiddet kanayan yaralarımızdan birisi. Artık kadınların, kız çocuklarının çığlıkları her yeri sardı. Arkadaşlık teklifini kabul etmedi diye, yemeğin tuzunu fazla koydu diye, gece dışarı çıktı diye, kahkaha attı diye, boşanmak veya çalışmak istedi diye öldürülüyor kadınlar. Haklarını talep ettikleri ya da karşı çıktıkları anda kışkırtılan eril tahakküm ve nefret söylemleri kadınların canına mal oluyor.
Aylin Hanım bu röportajı okuyanlar eminim, sizin kadın sorunlarına dair yaptığınız bu önemli saptamalar kadar, sizin ve partinizin bu sorunların çözümüne dair söyleyeceklerinizi de merak ediyorlardır.
Biz de parti olarak toplumsal ve politik olanda kadınların sesine ve taleplerine sahip çıkmayı önceleyerek parti politikalarımızı temellendirmeye çalışıyoruz. Şiddet gören ya da katledilen her kadın sosyolojik ya da politik bir arka planda gelişen hayatın içerisinde kayboluyor. Bu noktaları doğru analiz edip sağlam adımlar atmak istiyoruz. Bu yüzden de kadın sorununa tek yönlü bakmaktansa bütünü görmeye çalışıyoruz.
Aylin Hanım, şiddete ve siyasal katılıma dair neler öngörüyorsunuz?
Kadına yönelik şiddet her ne kadar artsa da kadınların bilinci ve birlikte mücadele etme çabası ve dayanışması da her geçen gün büyüyor. Kadınlar kendi hayatları ve eşit bir gelecek mücadelesi içinde artık daha cesur ve en önde yer almaktan çekinmiyor. Bu cesaret ve mücadele azmi ise hepimize bulaşıyor. Birlikte yol yürüdükçe, birlikte haklarımızı aldıkça, birlikte bir kadının hayatını kurtardıkça, geleceğin ışıklı yolları da önümüze saçılıyor. Birlikte, omuz omuza, yürek yüreğe yürüdüğümüz bu yol bize çok şey öğretti. Bir kere yaşanan sorunların ortak olduğunu ve ortak mücadele etmemiz gerektiğinin farkına vardık. Kadına yönelik eril zihniyet ne yazık ki eğitimli, eğitimsiz, kentli, köylü demiyor. Bu noktada ise toplumsal cinsiyet eşitliğinden başlayarak her alanda bilincimizi ve yan yana duruşumuzu güçlendirmeyi amaçlıyoruz.
Peki, kadınların siyasal katılımı konusunu da biraz açar mısınız?
Kadınların her alanda söz üretmesi ne kadar önemli ise siyaset alanında da sözlerinin olması bir o kadar güçlü etkiler bırakacaktır. Statü, mevki ya da yönetim organlarından hep bir ağızdan çıkan eril sesler artık kadınlarla birlikte değişecek. Hayatları için söyleneni yapan pozisyondan sözlerini ürettikleri ve hayata geçirdikleri noktaya gelecekler. Bu açıdan kadınların yönetim organlarında ve siyasetin içinde yer almasını elzem buluyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak siyasi partiler yasasının değişmesi ve eşit temsilin sağlanması için bir kanun teklifi üzerinde yürüttüğümüz bir çalışma var. Kadın derneklerinin görüş ve önerilerini aldıktan sonra, siyasette eşit temsil talebini toplumsallaştırmak ve kamuoyu baskısıyla Meclis’ten geçirmek istiyoruz.
Aylin Hanım, bu güzel sohbet için size teşekkür ediyorum. Son olarak neler söylemek istersiniz?
Toplumun yarısını oluşturan kadınları yok saymak yerine birlikte, eşit koşullarda yaşamanın formülüne sadece kadınların değil erkeklerin de ihtiyacı var. Kadınlar ne kadar güçlü ve güvenceli olursa toplum da o kadar kendini ileriye atacaktır. Yaşamın temellerini aydınlık ve özgür yarınlar için birlikte kurmak istiyorsak, kadınların seslerine kulak vermeli, mücadelelerine ortak olmalıyız.