Felaketin Fragmanı Kapalıçarşı'da Başladı: Yabancı Yatırımcı Neden Türkiye'den Kaçıyor?

Son dönemde döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar, ekonomik politikaların sürdürülebilirliğine dair ciddi şüpheler yaratıyor.

Kapalıçarşı ile bankalararası piyasa arasındaki döviz kuru farkı, yani döviz makası, Nisan ayından bu yana zirve seviyelere ulaşmış durumda. Bu durumu daha önce de görmüştük; dövizi baskılamaya çalıştıkları dönemlerde dolar adeta karaborsaya düşmüştü. Ancak, bu seferki makasın açılma nedeni sadece piyasa koşulları değil, aynı zamanda derinlemesine bir ekonomik güven kaybı.

Piyasalardaki Güven Erozyonu: Neden Dövize Yönelim Artıyor?

Türkiye'deki ekonomik beklentilerin bozulması, kaçınılmaz olarak dövize olan talebi artırıyor. Yerel para birimine duyulan güvenin azalması, bireyleri ve kurumları dolara yöneltirken, bu talep artışı da Kapalıçarşı'daki döviz fiyatlarının bankalararası piyasaya kıyasla daha yüksek seviyelerde olmasına neden oluyor. Örneğin, bankalararası piyasada Dolar/TL kuru 33,88 seviyesindeyken, Kapalıçarşı'da bu fiyat 34,10 seviyesine çıkmış durumda. Bu 22 kuruşluk fark, sadece bir spekülasyon değil, aynı zamanda TL'ye duyulan güvenin yok oluşunun bir göstergesi.

Carry Tradeciler Neden Kaçıyor?

TL mevduat faiz dönemlerinin sonuna yaklaşıldıkça, carry tradecilerin dövize yönelimi hız kazanıyor. Faiz dönemi sona eren carry tradeciler, artık ucuz döviz toplayarak karlarını realize etmeye çalışıyorlar. Bir yandan doların yükselişine oynayarak daha fazla TL elde etme çabasındalar. Yani, düne kadar düşük kurdan fayda sağlamaya çalışan bu yatırımcılar, şimdi yüksek kur hedefliyor.

Şirketler ve Vatandaşlar: Panik Havası Yayılıyor

Döviz borçlanarak açık veren şirketler, kurdaki olası bir kırılma karşısında iflas etme riskiyle karşı karşıya. Bu yüzden, TL pozisyonlarını dövize çevirme telaşına düşmüş durumdalar. Şirketlerin bu panik havası, vatandaşları da etkiliyor. Vatandaşlar, TL'de kalıp zarar etmek yerine, dövize yönelerek paralarını korumaya çalışıyorlar. Bu durum, bir domino etkisi yaratabilir ve ekonomi yönetiminin bu panik dalgasını kontrol altına alacak bir stratejisi görünmüyor.

Asıl Kriz Kapıda mı?

Bu veriler henüz sadece öncü göstergeler. Esas hareket henüz başlamadı. Hareket başladığında, kurdaki esas kırılmayı hep birlikte göreceğiz. Enflasyonun çok altında kalan kur, kaçınılmaz olarak yükselecek ve Merkez Bankası’nın faiz artışları bu yükselişi durduramayacak. Faiz artışını daha fazla sürdüremeyen Merkez Bankası ise döviz müdahalesiyle piyasayı durdurmaya çalışacak. Ancak bu operasyonun rezervlerin erimesinden başka bir işe yaramayacağını hepimiz biliyoruz.

Uluslararası Piyasalardan Gelen Uyarılar: Türkiye Ekonomisi Ne Yönde İlerliyor?

Uluslararası piyasalardan gelen değerlendirmeler de Türkiye'nin ekonomik görünümü açısından endişe verici sinyaller veriyor. Örneğin, Goldman Sachs gibi büyük finans kurumları, Türkiye'deki dolarizasyonun artışına dikkat çekiyor ve bunun bozulan ekonomik beklentilerin bir göstergesi olduğunu belirtiyorlar. Bu değerlendirmeler, Merkez Bankası'nın para politikası üzerindeki baskıyı da artırıyor.

Ekonomik Algıdaki Değişim: Kapalıçarşı-Piyasa Makasının Ötesinde

Kapalıçarşı-piyasa makasının açılması ve carry tradecilerin kaçışı, sadece bir ekonomik gösterge değil, aynı zamanda vatandaşın ve yatırımcıların ekonomiye dair algısının da bir yansımas. Ekonomiye olan güvenin azaldığı bu dönemde, dövize yönelim artmaya devam edecek. Dövizdeki makasın açılması ve carry tradecilerin piyasadan kaçışı, Türkiye ekonomisinde yaşanan zorlukların daha da derinleşmesine neden olabilir.

Piyasalar bir uyarı sinyali veriyor: Kapalıçarşı'daki döviz fiyatlarının bankalararası piyasadan daha yüksek olması, bireylerin, kurumların ve yatırımcıların artan döviz talebinin bir sonucu ve bu talep büyük bir döviz kırılmasını da beraberinde getirebilir.

Anlayacağınız, "dolar 100 TL olacak" diye boşa konuşmuyoruz.