Bir Yanda Tasarruf Dayatması Bir Yanda 500 Bin Liralık Kokteyl

"Bütçeden yapılan harcamalar geçen yılın aynı ayına göre yüzde 78 artmış durumda. Bu tablo, hükümetin bütçe yönetimindeki ciddi zaaflarını ortaya koyuyor."

Hükümetin tasarruf çağrıları ve emekli maaşlarına zam tartışmaları arasında, bütçe harcamalarına bakıldığında tasarruf önlemlerinin sadece kağıt üzerinde kaldığını görüyoruz. Haziran ayında merkezi yönetim bütçesi 275 milyar 280 milyon TL açık verirken, Ocak-Haziran dönemindeki toplam bütçe açığı 747 milyar 183 milyon TL'ye ulaştı. Bütçeden yapılan harcamalar geçen yılın aynı ayına göre yüzde 78 artmış durumda. Bu tablo, hükümetin bütçe yönetimindeki ciddi zaaflarını ortaya koyuyor.

TEMSİL VE TANITIM HARCAMALARI

Tasarruf genelgesine rağmen, temsil ve tanıtım harcamalarının yüzde 74'ü yılın ilk yarısında kullanıldı. Haziran ayında 70 milyon 936 bin TL’lik harcamanın 51,4 milyon TL’si temsil, tanıtma ve ağırlama giderleri, 19,5 milyon TL’si ise toplantı ve organizasyon giderleri olarak kaydedildi. Geçen yılın Ocak-Haziran döneminde 521 milyon 274 bin TL olan temsil ve tanıtma harcamaları yaklaşık üç kat artarak 1 milyar 375 milyon TL’ye ulaştı. Bu da tasarruf genelgesinin sadece kağıt üzerinde kaldığını ve hükümetin kendi belirlediği kurallara bile uymadığını gözler önüne seriyor. Halktan tasarruf beklenirken, kamu harcamalarında bu denli savurganlık kabul edilemez.

Örneğin, bir devlet kuruluşunun bir etkinlik için lüks bir otelde düzenlediği ve sadece birkaç saat süren bir kokteyl için 500 bin TL harcadığını düşünün. Bu tür harcamalar, kamu kaynaklarının nasıl israf edildiğinin çarpıcı bir örneği. Aynı zamanda, halkın sırtına yüklenen vergi yükünün bu tür gereksiz harcamalarla daha da ağırlaştığı bir gerçek.

ÖRTÜLÜ ÖDENEK

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından harcanabilen örtülü ödenekten haziran ayında yapılan 932 milyon TL’lik harcama, kamu kaynaklarının nasıl kontrolsüzce harcandığının en somut göstergesi. Denetimsizlik ve şeffaflıktan uzak bu harcamalar, halkın vergileriyle finanse ediliyor ve nereye gittiği konusunda herhangi bir bilgi verilmiyor. Bu, ciddi bir yönetim zafiyeti. Örtülü ödeneğin bu denli artması, kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Örneğin, örtülü ödenek kullanılarak yapılan harcamaların detaylarının kamuoyu ile paylaşılmaması, bu fonların nasıl ve nerede kullanıldığı konusunda spekülasyonlara neden olmakta. Bu durum, halkın yönetime olan güvenini zedelemekte ve şeffaflık beklentilerini artırmakta.

UÇAK KİRALARI

Uçak kiralama giderlerine bakıldığında ise tasarruf önlemlerinin uygulanmadığı açıkça görülüyor. Haziran ayında hava taşıtı kiralama gideri olarak 573 milyon 697 bin TL harcandı. Ocak-Haziran döneminde hava taşıtı kiralarına toplam 1 milyar 581 milyon TL harcama yapılmış. Bu harcamalar, kamu kaynaklarının lüks harcamalar için kullanıldığının bir başka kanıtı.

Örneğin, bir bakanın yurtdışı seyahati için özel jet kiralanması, kamu kaynaklarının israf edildiğinin bariz bir göstergesi. Bu tür lüks harcamalar, kamu yönetiminde tasarrufun uygulanmadığını ve kaynakların verimsiz kullanıldığını göstermekte.

DERNEKLER VE KURULUŞLAR

"Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar" başlığı altında dernek, birlik, kurum ve sandıklara aktarılan 1 milyar 560 milyon TL, kamu kaynaklarının nasıl denetimsiz ve plansız bir şekilde dağıtıldığını göstermekte. Belirsiz ‘kâr amacı gütmeyen’ kuruluşlara aktarılan 178 milyon 457 bin TL ise kaynakların etkin kullanımına dair ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Örneğin, hükümete yakın bir derneğe milyonlarca lira aktarılması, bu fonların gerçekten topluma fayda sağlamak yerine belirli grupların çıkarlarına hizmet ettiğini düşündürebilir. Bu tür durumlar, kamu kaynaklarının adil ve şeffaf bir şekilde dağıtılmadığına dair eleştirileri artırmakta.

BASKI VE KIRTASİYE HARCAMALARI

Ocak-Haziran döneminde kırtasiye, yayın, baskı ve cilt giderlerine toplam 5 milyar 318 milyon TL harcama yapılmış. Bu harcamanın yüzde 62’si baskı ve cilt giderleri olarak kaydedilmiş ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 48 artarak 3 milyar 503 milyon TL’ye ulaşmış. Bu artış, kamunun gereksiz harcamalarına devam ettiğini ve tasarruf önlemlerinin dikkate alınmadığını ortaya koyuyor.

Devlet dairelerinde kullanılan lüks kırtasiye malzemeleri ve aşırı miktarda basılı materyal, kamu kaynaklarının nasıl israf edildiğini gösteren başka bir örnek. Bu tür harcamalar, tasarruf tedbirlerinin gerçekten uygulanmadığını ortaya koymakta.

VERGİ GELİRLERİ

Vergi gelirleri, geçen yılın Ocak-Haziran dönemine göre yüzde 100,5 artarak 3 trilyon 213 milyar 365 milyon TL'ye ulaşmış. Vergi türleri itibarıyla en büyük artış, yüzde 246,6 ile katma değer vergisinde olmuş. Bu artışlar, vatandaşların vergi yükünün ne kadar arttığını gösteriyor. Hükümet, kamu harcamalarındaki israfı durdurmak yerine, vergi gelirlerini artırarak bütçe açığını kapatmaya çalışıyor. Bu durum, halkın sırtına daha fazla yük bindirirken, kamu kaynaklarının etkin kullanımı konusunda ciddi bir irade eksikliğini ortaya koyuyor.

Bu veriler, hükümetin kamu harcamaları konusundaki sorumsuzluğunu ve tasarruf tedbirlerinin yetersizliğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması gerektiği bir dönemde, israf harcamalarının artması, yönetim anlayışındaki ciddi zaafları gözler önüne seriyor. Tasarruf genelgeleri sadece kağıt üzerinde kalmamalı, gerçek hayatta da uygulanmalı. Halktan fedakarlık beklenirken, hükümetin kendi harcamalarında tasarruf yapmaması kabul edilemez. Bu tablo, kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik ihtiyacını bir kez daha ortaya koyuyor.

Hükümetin tasarruf tedbirleri vaazları ile gerçeklerin bu kadar farklı olduğu bir ortamda, kamu kaynaklarının nasıl kullanıldığı konusunda daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik talep etmek, vatandaşların en doğal hakkı. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan halkın sırtına yüklenen vergi yükü, kamu harcamalarındaki bu israfın devam etmesiyle daha da ağırlaşıyor. Yetkililerin bu durumu görmezden gelmesi, halkın güvenini sarsmakta ve yönetim zafiyetlerini daha da belirgin hale getirmekte. Tasarruf tedbirleri kağıt üzerinde değil, gerçek hayatta uygulanmalı; kamu kaynakları, vatandaşların refahı için etkin ve verimli bir şekilde kullanılmalı.