Ekonomide dengeler kayboldu, mertlik bozuldu

Ekonomik değerler arasındaki bağın derecesi ekonomik politikalara yön verir. Derece bazı zamanlarda değerin birimi olurken, daha iyi anlaşılması amacıyla...

Ekonomik değerler arasındaki bağın derecesi ekonomik politikalara yön verir. Derece bazı zamanlarda değerin birimi olurken, daha iyi anlaşılması amacıyla, diğer zamanlarda ise yüzde olarak ifade edilir.

Ekonomik politikaların kısa, orta ve uzun döneme ayrılmış olması da söz konusu bağın önemini bir kat daha artırır.

Hatırlarsanız daha yakın geçmişte YEP (Yeni Ekonomik Program) diye anılan o meşhur ama onun kadar da ne olduğu bilinmeyen bir uygulama vardı. Bu programlar halka sunumunu yapan maliye bakanları tarafından süslü kelime ve cümlelerle sunulur ve onu dinleyen sanayici ve iş insanları tarafından inanılmaz derecede desteklenir ve övgüler sunulurdu.

Alkışlar canlı yayında durmak bilmezdi…

Ne vardı bu programın içeriğinde peki?

Yanıt çok basit… Her şeyden başka hiçbir şey.

Diğer bir ifadeyle, çok şey vardı ama hiçbiri akılcı değildi.

Nasıl yani diye sorabilirsiniz…

Anlatalım.

DÖVİZ KURU VARDI AMA ULUSAL PARA BİRİMİ YOKTU

Ülkenin tüm dönemlerde para ve maliye politikasının yönü ve olması gereken ekonomik değerlerinin ayrıntılı olarak belirlenmesi önemlidir. Öyle de YEP gibi programlarda biz yani tüketici ve üreticiler ayrıntılı açıklamalar beklerken, verilen bilgilerin çoğu zaman bir sunumdan öteye gitmediğini gördük.

Örneğin enflasyon ile döviz kuru geçişkenliği arasındaki ilişkinin derecesini anlatıp akılcı yöntemlerle ortaya koymanın ne kadar önemli olduğunun bilinmesine rağmen, konudan bağımsız döviz kurunun ne olacağının öngörüsü anlatılırdı sunumlarda…

Maliye Bakanı tarafından tabii.

Hâlbuki günümüzde de tecrübe ettiğimiz gibi, döviz kurundaki yüzde 5’lik bir yükselişin yani doların lira karşısındaki yüzde 5 değer kazanmasının fiyatları yüzde kaç artıracağını bilmek, ilgili programın başarısının yönünü belirleyen bir faktör olarak değerlendirilir.

Döviz kurundaki yükseliş sonucunda ürün etiketlerindeki değişim hızı olarak da bildiğimiz döviz geçişkenliği en basit yaklaşımla enflasyonun da bu çizgide ne olduğunun ve olacağının açık göstergesi olarak karşımıza çıkar.

İşte esneklik ekonomi programlarının içeriğini tam da burada yönlendirir…

Sadece kur ve fiyatlar arasında değil, ilgili tüm ekonomik veriler (değişkenler) bu yaklaşımın kapsamındadır. Örneğin para arzındaki yüzde 10’luk bir artışın belirli koşullar altında fiyatları da yaklaşık yüzde 10 artırdığı çoğu ekonomistlerin akademik araştırmalarında ortaya çıkmaktadır. Aynı çizgide, ülkenin sermaye birikimindeki yüzde 10’luk bir yükselişin ulusal geliri yüzde 5’lere yakın artırdığı da bir gerçektir.

Devam edelim örneklere…

İnsan sermayesi olarak bilinen ve artık ölçülebilen ekonomik değer verimliliği ve dolayısıyla reel ücretleri yukarılara taşır. Eğitim, araştırma ve geliştirme harcamaları, patent sayısı, uluslararası teknoloji transferinin yakından etkilediği insan sermayesi seviyesindeki yüzde 1’lik bir artışın yine ulusal geliri yüzde 1’den daha fazla artırdığı ekonomide verilen Nobel Ödülü’nün bile içeriğinde yer bulmuştur.

İnsan sermayesindeki artışın önce verimliliği, daha sonra da hem ulusal gelir hem de reel ücretleri artırdığı gerçeğiyle, uygulanan para ve maliye politikalarına önemli ölçüde yön verdiği açıktır.

Açık olmayan ise bu programı canlı yayınlarda anlatan karar vericilerin bunları bilip bilmediğidir.

BU KÖTÜLÜĞÜ NEDEN YAPTIK?

Ekonomide para arzı, verimlilik, reel ücretler, döviz kuru, enflasyon, işsizlik oranı, istihdam yaratma kapasitesi ve daha birçok ekonomik değer arasında ilişkinin derecesi akademide bu kadar derinden inceleniyorsa, neden bunlar YEP gibi programlarda gözükmez sorusu akla geliyor.

Diğer bir ifadeyle, bizi yönetenlerin sunduğu veri ve hedeflenen değerlerle gerçekleşenler arsında neden bu kadar uçurum var sorunun yanıtsız kaldığı ortadadır.

Ekonomide esneklik kayboldu, ipin ucu kaçtı. Bilimin yerini karar vericilerin inadı aldı.

Öyle bir inat ki, ülkenin yarattığı 20 yıllık birikimi toptan silip yok eden cinsten.