Araba, ev

2010’ların başında 12 bin dolara ulaşan sözde kişi başı ulusal gelirin bu seviyeye veya biraz üstüne çıkması için 2035’leri beklememiz gerektiği ortadadır. Sözün özü… kaybettiklerimizi hem yıl olarak hem de gelir olarak düşünün. Onun yerine konması için de bir kuşak gerektiğini anlayın!

Ekonomide neler olduğunu anlamak için derin akademik tartışmalara, para politikası uygulamalarına, yatırım politikasına ve dış ticaret hacmi konusuna girmenize gerek yoktur çoğu zaman. Piyasada oluşan basit bir resim durumu açıkça belli eder.

Gelirinizdeki 1000 liralık bir artışın kaç lirasının tüketime, kaç lirasının tasarrufa gittiğini anlatmaya gerek yoktur çoğu zaman. Dahası yatırımların faize ne kadar duyarlı olduğunu ortaya çıkaran modellere de gerek kalmaz. Düz mantık daha belirgindir böyle durumlarda.

Basit birkaç, dişe dokunur konuyu irdelemeniz yeter bunu açığa çıkarmak için. Buna ek olarak, ortaya çıkan sonuca göre de politika uygulamalarına geçmenize ışık tutar..

En basit yaklaşımla bugün ya da yakın gelecekte araba almayı düşünüyor musunuz diye sorduğunuzda tüm hane halkının gelir, harcama ve tasarruf yapısı yanında gelecekle ilgili beklentilerini ölçebilirsiniz.

Devam edelim…

Şu an ev alabilecek maddi güce sahip misiniz sorusu barınma sorunu yanında uzun dönemli ekonomik dengesizliklerin bir fotoğrafını çeker. Halihazırda kiralık evde kalanların hayalindeki evi değil de barınma zorunluluğunu giderecek, diğer bir deyişle başını sokabileceği bir evi alıp alamayacığının yanıtını verir bize.

Bu soruları biz de sosyal medya hesabımızdan sorduk.

Basit bir anket gibi gözükse de, gelen yanıtlar ülkemizde çoğunluğu oluşturan harcama grubunda yüzde 73 oranında araba almanın, yüzde 85 oranında da bir ev almanın kendileri için hayal olduğunu gösteriyor.

Bazı yanıtlar gelir durumu fotoğrafının karelerinin ne kadar anlamlı olduğunu da ortaya çıkarıyor. Örneğin;

“Bırakın bir ev almayı, evi olan içeride herhangi bir zorunlu tamirat işi olsa onu bile yaptıracak durumda değil”,

“Ne evi, eti krediyle alacağız neredeyse”,

“Konut üretiyorum… Eskiden iki maaşlı bir aile bir maaş ve birikimi ile ev alabilirdi, şimdi bu maaşlar ile iki maaşı verseler ev alamıyor. Bu proje son olacak herhalde…”

“… Doktor, mühendis bile 20 bin lira maaş alıyor. Nasıl ev alınacak?”

ORTA VADEDE BİLE DÜZELMEZ

Piyasalarda ve gelir durumunda bir dengesizlik oluştuğu anda onun düzelmesi yıllar alır. Eski gelir seviyesini yakalamak bazen on yıllar alır. Karşılaştırmalı fiyatların (ev, araba, ücret, emekli maaşı vb) dağınıklığını toparlamak ise reel büyüme oranına bağlı olarak ortalam 10-15 yıl sürer.

Genel kapsamda örneğin bir ülkede reel üretim gücünün her yıl yüzde 5 civarında büyümesiyle reel alım gücünün iki katına çıkması için geçecek sürenin yaklaşık 15 yıl aldığı gerçeğiyle, şu an ülkemizde 7000-7500 ABD doları olan kişi başına gelirin 15 bin dolara çıkması (döviz kurunun ani değişmi olamaması şartı ile) için geçen sürenin yine 14-15 yıl bulması buna bir örnek olarak verilebilir.

Bu örnekle, 2010’ların başında 12 bin dolara ulaşan sözde kişi başı ulusal gelirin bu seviyeye veya biraz üstüne çıkması için 2035’leri beklememiz gerektiği ortadadır.

Sözün özü… kaybettiklerimizi hem yıl olarak hem de gelir olarak düşünün. Onun yerine konması için de bir kuşak gerektiğini anlayın!

Niye kaybettik varlığımızı sorusunu sorun ondan sonra..

Kaybetmedik, birileri transfer etti bir yerlere… Sizin cebinizden alarak diye yanıtlasınlar araştırmacılar.

Sistematik, planlı, bilerek, sinsice diye vurgulayarak…

Etiketler
Araba Veysel Ulusoy Uşak