Türkiye’nin Prometheleri
Grup1416 olarak da adlandırılan bu deli kana sahip yetişmiş insanlar kalkınmadan finansa, meteorolojiden uzay çalışmalarına, su kaynaklarının optimizasyonundan tarımsal verimliliğe, yazılımdan deniz bilimlerine ve yönetimden siyasete kadar uzanan yelpazede liyakate sahiptirler.
Çok değerli ekonomistler ve finansçılar var etrafımızda. Her biri diğerinden liyakatli… Türkiye’nin geleceğini şekillendirebilecek bireysel kapasiteleri yanında takım çalışmasıyla çığır açabilecek nice beyinler var…
Kimi merkez bankasını yönetecek, kimi ise diğer kurumların başında başarısını yukarılara taşıyacaktır. Kapatılan Devlet Planlama Enstitüsü’nün yerine kurulacak Stratejik Planlama Birimi’nden tutun kalkınma ve büyümeyi finansal piyasalarla entegre edecek tüm kurumların başında en etkin kişilikler konumlandırılacaktır.
Ama bir dakika durun!
Durun ve tekrarlanan hastalığımızın izlerini iyi sentezleyin. Yani aynı yanlışların tekrar edilmesi sürecini iyi izleyin.
NEDİR BU HASTALIK?
Hastalık tam anlamıyla Türkiye ekonomisini tek kişinin yöneteceği fikrinin genlerimizdeki izdüşümüdür. Diğer bir ifadeyle yabancı okullarda mezun olmuş birinin sanki tek başına ekonomimizi kurtaracak kudrete ve kuvvete sahip olduğunun beyinlerimize aşılanmasıdır, hastalık. Sanki geçmişte parlak bir geçmişe sahip kişilerin ekonomimizin başına geçirilip de aynı hızla gittiğini bilmediğimiz bir durumun tekrar yaşatılması için bize aşılanan türden bir hastalık.
İster Merkez Bankası Başkanı isterse de Maliye Bakanı veya başka bir kurumun başında olsun, tek kişi ekonomide karar alma yetkisine sahip olmamalıdır.
Hastalığın zaten özünde bu vardır.
Ekonomin başına Ali, Veli ya da Selami geçecek tarzı yaklaşım sadece denenmiş olanın yeniden sahneye sunulan yeni versiyonu olacaktır.
Sunulan kişinin esasında ekonomist olup olmadığına da bakılmaksızın bunun vurgulanması yanlışların başında gelmektedir. Esasında bireysel “kurtarma” operasyonunun yerini takım fikri ve kararları alsa bunun pek de önemi olmayacaktır ama zaten ilk düğmedeki yanlış tüm doğruları sonradan götürecektir.
NE ÇEKTİYSEK İTHAL BEYİNLERDEN ÇEKTİK
Kurtarıcıyı ABD’de Şikago Üniversitesi ekonomi takımında arayan Arjantin ve Brezilya siyasetçileri yıllarca ekonomi yönetiminin başına “Şikago Oğlanları” olarak adlandırılan gruptan birilerini getirdiler. Amerikan şirket yönetimi tarzı uygulamalarını bu ülkelerde uygulayan bu oğlanlar her defasında başarısız oldular ve çoğu zamanda istifa ederek ABD’ye geri döndüler.
Şimdi biz 1994’lerden beri aynı yaklaşım, aynı takım bireyleri özelinde, aynı mantığı bir kurtarıcı olarak sunuyor, ekonominin başına şu geçecek diye yeni yönetim üzerinde tam anlamıyla baskı uyguluyoruz.
Öte yandan 1929’da Atatürk’ün “Ecnebi Memleketlere Talebe Gönderme Kanunu” ile yurtdışında eğitim görmüş nice mühendisler, finansçılar, ekonomistler, uzay bilimciler ve diğerleri âtıl bir şekilde bir kenara koyuluyorlar. Diğer bir yaklaşımla, Türkiye’nin Promethe’leri yani yetişmiş bilim insanları orada bir kenarda duruyor.
Grup1416 olarak da adlandırılan bu deli kana sahip yetişmiş insanlar kalkınmadan finansa, meteorolojiden uzay çalışmalarına, su kaynaklarının optimizasyonundan tarımsal verimliliğe, yazılımdan deniz bilimlerine ve yönetimden siyasete kadar uzanan yelpazede liyakate sahiptirler.
Siyasetten bağımsız ülke sevdasıyla dolu bu grubu dışlamak çözümsüzlüğün diğer adı olacaktır.
Köy enstitüsü yaklaşımının modern dünya görüşüne sahip olan yeni versiyonudur bu grup.
Hepsinin de adresi ve iletişim numarası bellidir.