40 yıl geciken destek: “Yanındayız Daron Acemoğlu”
Sanırım Daron’lara, bu ülkenin bütün evlatlarına verilebilecek en büyük destek, Türkiye’yi bir daha hiçbir evladının kolunu, kanadını, umudunu kırmayacak, devletin kimsenin karşısına sopayla, siyasi mahkeme kararlarıyla, öfkeli tarih hocalarıyla çıkmadığı bir düzeni kurmak olacak.
Dünyaca ünlü ekonomi profesörü Daron Acemoğlu, geçen Cumartesi günü düzenlenen CHP’nin İkinci Yüzyıla Çağrı lansmanında 15-20 dakikalık bir sunum yaptı. Acemoğlu, etkinliğin en önemli konuklarından biriydi. Acemoğlu, neredeyse dünyadaki her üniversitede farklı bölümlerde ders kitabı olarak okutulan Ulusların Düşüşü ve Dar Koridor kitaplarında detaylı bir şekilde anlattığı argümanlarını kısa ve net bir şekilde tekrarladı: “İyi bir ekonomi için güçlü bir sivil toplum, bağımsız kurumlar, yani kısaca tam demokrasi şart.”
Ufuk Akçiğit, Hakan Kara, Refet Gürkaynak, Jeremy Rifkin gibi ünlü ekonomistlerin, Hacer Foggo, Faik Öztrak, Selin Sayek Böke ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi siyasetçilerin kapsamlı konuşmalar yaptığı ve Türkiye’de yaşanan ekonomik krize çözüm önerilerini sunduğu etkinliğin ardından sosyal medyada en çok konuşulan konular Jeremy Rifkin’in ABD vatandaşı olması, Selvi Kılıçdaroğlu’nun etkinlik sırasında uyuyakalması oldu.
Jeremy Rifkin’in ABD vatandaşı bir Yahudi olması, CHP Genel Başkanı’nın Amerikalı bir danışmandan faydalanması farklı kesimlerin tepkisini çekmişti. Ne var ki Jeremy Rifkin, üniversite öğrencisi olduğu 1968 yılında ABD’nin Vietnam Savaşı’na karşı çıkan solcu aktivistlerden biriydi. Savaş suçu işlediğini iddia ettiği ABD ordusu gıyabında bir mahkeme başlatmış, farklı şehirlerdeki gazilere ulaşarak bu tiyatro mahkemede ifade vermeleri için ikna etmeye çalışmıştı. Rifkin, ABD’de iktidar olan her partiyi sert bir şekilde eleştirdi, marjinal bir isim olarak anıldı. Hatta biyoteknoloji alanında yapılan deneylere, NASA’nın uzaya uydu fırlatmasına karşı geldiği için New York, Times gibi dergilerin “şarlatan” olarak haberleştirdiği bir isim oldu.
Selvi Kılıçdaroğlu ise etkinlikten sonra COVİD olduğunu açıkladı, etkinlik öncesinde yorgun olmasına ve serum almasına rağmen eşini yalnız bırakmamak için geldiğini söyledi.
Rifkin’in ve Selvi Hanım’ın linçinden maalesef Daron Acemoğlu da payını aldı. Etkinlik sonrasında Türkiye doğumlu bir Ermeni olan Daron Acemoğlu’nun Ermeni kimliği üzerine nefret söylemleri yazıldı, siyasetçilerin, gazetecilerin, kanaat önderlerinin yayınlandığı zaman okuyormuş gibi yapıp Instagram hikayelerine koyduğu Dar Koridor kitabından kesitler bağlamından koparılıp paylaşıldı. Acemoğlu’nu “makbul vatandaş” görmeyenler, uzun bir öfke nöbeti geçirdi.
Böyle bir tepki Acemoğlu için ilk değildi.
25 YAŞINDA DOKTOR OLDU
Acemoğlu 1967’de İstanbul’da doğdu. Kadıköy’deki Aramyan Uncuyan Ermeni İlkokulu’nda okudu, ardından Galatasaray Lisesi’ni kazandı. 118 devreli Acemoğlu, 1986’da Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. Acemoğlu mezun olur olmaz Türkiye’den ayrıldı. York Üniversitesi’nde Ekonomi lisans eğitimi aldı, London School of Economics’te doktora yaptı. 25 yaşında doktor oldu. Bir daha da Türkiye’ye temelli dönmedi, 1998’den itibaren MİT Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapmaya başladı. Yazdığı kitaplar ve makalelerle her sene Nobel Ekonomi Ödülü alabileceği konuşulan, en çok atıf yapılan ve saygı duyulan ekonomistlerden biri haline dönüştü. Dünyadaki birçok siyasetçiye ekonomik krizden çıkış için ilham oldu.
Daron Acemoğlu, kitaplarında ve makalelerinde iyi bir ekonomik gelişim için her zaman demokrasinin şart olduğunu belirtti. Güçlü bir sivil toplum, güçlü kurumların önemini vurguladı. Bu kavramlar belki de Acemoğlu’nun birçok Amerikalı meslektaşı için soyuttu, fakat Acemoğlu bir azınlık olarak 1980 darbesinin gölgesinde lise eğitimini almıştı, demokrasinin askıya alındığı bir döneme bizzat tanık olmuştu.
Acemoğlu kişisel tanıklıklarından neredeyse hiç bahsetmeyen bir isim, fakat Galatasaray Lisesi’den devre arkadaşı Saruhan Doğan yıllar sonra lise hakkındaki bir programda Acemoğlu’nun yaşadıklarını anlattı.
Daron Acemoğlu'nun Galatasaray Lisesi'nde okurken yaşadığı bir olayı sınıf arkadaşı Saruhan Doğan anlattı: pic.twitter.com/3ZVCzDKDBL
— Etkili Haber (@etkilihaber) December 4, 2022
Darbe sonrasında ülkede artan faşizm ve nobran milliyetçiliğe uyum sağlayan bir tarih hocasının, dersin ortasında ismini bilmesine rağmen Daron Acemoğlu’nu ayağa kaldırmış ve ismini sormuştu. “Daron” cevabını alan tarih hocası, “Böyle Türk ismi olmaz, artık ismin Süleyman” demişti. Daron liseden mezun oldu, neredeyse bütün devre arkadaşlarının aksine üniversite eğitimine yurtdışında devam etti, askerlik yapmak istemediği için de Türkiye’ye uzun bir süre geri dönmedi, lise arkadaşlarıyla Londra’da hasret giderdi. Saruhan Doğan, yıllar sonra kendisinin bulunmadığı bir arkadaş ortamında Daron Acemoğlu’nun başka devre arkadaşlarına “Birinizin kalkıp bir şey söylemesini dilerdim, hiç kimse bana destek çıkmadı” dediğini söylüyor.
O gün lise öğrencisi Daron’a hiçbir arkadaşı arka çıkmamıştı, büyük ihtimalle korkmuş, belki baskın söylem nedeniyle Daron’un yaşadıklarıyla empati kuramamış, yaşanan olayda bir beis görmemişti.
“YANINDAYIZ DARON” GEÇ DE OLSA
Bu yaklaşık 40 sene sonra, Daron Acemoğlu 12 Eylül rejiminden miras kalan bir anayasa, asla ulaşılamamış olan demokratik bir toplum ve zihniyet için yol haritasının konuşulduğu bir toplantıya konuk oldu, demokrasi ve iyi ekonomi yönetimi hakkındaki fikirlerini paylaştı.
Acemoğlu, Türkiye’nin yaşadığı sorunları dile getirdikten sonra konuşmasını “Türkiye için iyimserim” diyerek bitirdi. Belki bir zamanlar lise öğrencisi Daron’u küstüren memleketinden umudu kesmemişti. Sosyal medyada kılıçla ve çekiçle analiz yapan, etkinlik başlar başlamaz “Bu iş olmadı” diyerek flood yazanların halktan esirgediği umudu Daron Acemoğlu sakin ve gerçekçi bir şekilde taşımış, taşımakla yetinmemiş halkla da paylaşmıştı. Büyük ihtimalle kendisine gelecek tepkileri, CHP’nin düzenlediği bir etkinlikte konuşmanın sosyal bedelini de öngörmüştü.
Beklendiği gibi konuşması bitince sosyal medyada konuşulan savunduğu fikirler, anlattığı çözümler olmadı. “Ermeni” kimliği yine ön plandaydı. Fakat bu sefer Daron Acemoğlu, isminin “Süleyman” olduğunu söyleyen bir tarih hocasıyla tek başına mücadele eden Daron değildi. Belki Daron Acemoğlu ile ortak dünya görüşünü paylaşmayan birçok milliyetçi, muhafazakar, solcu isim kendisine yönelik nefret dilini kınadı, Daron Acemoğlu’nun kimliğini ötekileştirenler kınandı. En çok paylaşılan nefret söylemini kaleme alan gazeteci, mesajını silmek zorunda kaldı ve özür diledi.
Daron Acemoğlu, bir noktada bu ülkenin kanadını kırdığı, huzurlu bir geleceği esirgediği, farklı dönemlerde, farklı siyasi düzenlerin mağdur ettiği, binlerce evladından biri.
12 Eylül rejimini sırtına alıp bütün hıncını bir lise öğrencisinden çıkaran tarih hocasının karşısında Daron Acemoğlu’nun beklediği destek ancak 40 yıl sonra geldi. Atılan tweet’ler, verilen destekler çok değerli, fakat bu ülkenin her şeye rağmen umudunu kaybetmeyen evlatları için pek de yeterli değil.
Sanırım Daron’lara, bu ülkenin bütün evlatlarına verilebilecek en büyük destek, Türkiye’yi bir daha hiçbir evladının kolunu, kanadını, umudunu kırmayacak, devletin kimsenin karşısına sopayla, siyasi mahkeme kararlarıyla, öfkeli tarih hocalarıyla çıkmadığı bir düzeni kurmak olacak.
Bunun için de Daron Acemoğlu’nun yazdığı kitaplara, CHP’nin İkinci Yüzyıla Çağrı etkinliğinde yaptığı konuşmasında sunduğu çözümlere bakmak yeterli: Bağımsız kurumlar, güçlü bir sivil toplum, herkes için tam demokrasi.