New York’ta Türklere yönelik nefret saldırısı
"Türk gençler 'Evet, Türk'üz' dedikten sonra saldırgan gülerek 'Türklerden nefret ediyorum' dedi ve arkasından rambo bıçağını çıkardı, saldırmaya başladı."
15 Nisan 2022 Cuma günü gece yarısına doğru New York, Manhattan’da gerçekleşen bıçaklı bir saldırıda 24 yaşındaki bir Türk genci yaralandı. Olay New York yerel basınında ve Türkiye’de gündeme getirilmesine rağmen detaylar hakkında geniş bir yazı yazılmadı. Twitter’da yaşanan olayı duyurmam üzerine olayın görgü tanığı olan Türkler bana ulaştı. Böylece yaşananları saldırganın bıçak hamlelerinden kaçmayı başaran 29 yaşındaki C.D. adlı bir Türk’ün görgü tanıklığıyla detaylı bir şekilde aktarabilme şansı yakaladım.
NE YAŞANDI?
C.D. ve arkadaşları olay gecesi, kuryelerin bisikletlerini park ettikleri bir garajın önünde Türkçe sohbet ediyordu. Önlerinden geçen sarışın mavi gözlü beyaz genç bir erkek Türkçe konuşmaları duyduktan sonra geri döndü ve gençlere “Türk müsünüz?” sorusunu yöneltti. Türk gençler “Evet, Türküz” dedikten sonra saldırgan gülerek “Türklerden nefret ediyorum” dedi ve arkasından rambo bıçağını çıkardı, saldırmaya başladı. 24 yaşındaki genci omzundan yaralarken, diğer gençler bel üstlerine doğru sallanan bıçak hamlelerinden kaçmayı başardı.
C.D saldırganın saldırı boyunca güldüğünü belirtiyor. Saldırgan yaşanan olay sırasında bisikletini garaja bırakmaya gelen siyah bir Amerikalıya dönerek “Benim seninle sorunum yok” demiş, bir nevi derdinin Türklerle olduğunu belirtmiş. Yaralanan kişinin yardım istemek amacıyla cadde boyunca yürümesi ve garaj içinden saldırganı durdurmak için başka bir Türkün yardıma gelmesi üzerine saldırgan da olay yerini terk etmiş, kayıplara karışmış. Saldırgan giderken “Sizin için geri döneceğim” tehdidinde bulunmuş.
Saldırı şehrin merkezi Times Square’e on dakika mesafede oldukça merkezi bir sokakta gerçekleşti. Saldırgan hala kayıp. Olay Türklere yönelik bir nefret saldırısı olduğu için New York Polis Departmanı nefret suçu kapsamında saldırıyı değerlendiriyor, adi vakalara göre daha kapsamlı bir süreç yürütülüyor.
C.D.’ye göre bu saldırı tekil bir olay değil. C.D.’nin bir pedikep bisiklet kullanıcısı Türk’ten duyduğu üzere olaydan sadece iki gün sonra, saldırganla benzer görünüşte olan bir kişi de bir pedikep kullanıcısını durdurmuş, ön tekeri bacaklarının arasına alarak sürücüye “Türk müsün?” diye sormuş. Sürücü tedirgin olduğu için olumsuz cevap vermiş, adam elini arkasına götürürken uzaklaşmayı başarmış. New York’ta pedikep bisiklet kullanıcılarının önemli bir bölümünü Türkler oluşturuyor. Bu nedenle Türklere karşı özel bir nefret ile hareket eden saldırganın planlı bir şekilde Türkleri hedef alması değerlendirebilecek bir olasılık.
NE OLACAK?
İlk bakışta dahi olayın spesifik olarak Türklere yönelik bir nefret saldırısı olduğu kesin. ABD’de, özellikle New York eyaletinde nefret suçları özel olarak araştırılıyor ve etkin bir soruşturma mekanizması işletilmeye çalışıyor. Özellikle geçtiğimiz sene boyunca Asyalı Amerikalılara yönelik nefret saldırıları eyalet çapında artmış ve bu nedenle çeşitli programlar başlatılmış, vaatler verilmişti. Bu tür saldırılarda özellikle duyarlılığı arttırmak ve benzer saldırıların önüne geçmek için gündem oluşturmak, bunun için de medya ve sosyal platformlarda aktif bir kampanya yapmak gerekiyor. Fakat Türklere yönelik bu nefret saldırısı geniş çaplı bir şekilde gündeme alınmadı. Ne Amerikalılar başka kimliklere yönelik gösterilen yüksek dozlu tepkiyi yansıttı ne de Türkler bu konuyu özel olarak gündeme taşıyıp bir farkındalık yaratmak için çabaladı.
Her geçen gün daha çok Türk’ün ABD’ye göç ettiği bir dönemde, özellikle 30 yaş altı Türklerin gelirlerini sağlamak için kalabalık yerlerde, başka meslek gruplarına göre kuryelik gibi güvencesiz işlerde çalıştığı bir kentte nefret saldırılarına yönelik duyarlılığın artması, en azından Türkiye’nin ve Amerikalı Türklerin bu konuda daha fazla duyarlı olması gerekiyor.
“Evet, Türküm” cevabının karşılığının bir bıçak darbesi olması bile bu olayın bir nefret suçu olduğunu söylemek için yeterli. Türklere yönelik nefret suçlarının gündeme getirilmesi, farkındalık oluşturulması, hatta haberleştirilmesi konusundaki siyasi ve toplumsal çabaysa oldukça yetersiz.
