'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde istihbarat şefiyim' deyip, 600 bin lira dolandırıcılık yapmış
ANTALYA'da, aralarında profesörün de bulunduğu çok sayıda kişiyi 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde istihbarat şefiyim' diyerek, yaklaşık 600 bin lira dolandırmakla suçlanan Birol Deniz, tutuklu yargılandığı davada hakim karşısına çıkarıldı.
Konyaaltı, Kemer ve Elmalı ilçelerinde kendisini 'Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde istihbarat şefi Mustafa D.' olarak tanıtan kişinin, kamu görevlileriyle bağlantısı olduğu yalanını söyleyerek, dolandırıcılık yaptığı bilgisi üzerine Antalya Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ve Konyaaltı Jandarma Komutanlığı ekiplerince çalışma başlatıldı. Araştırma sonucu kendisini 'general' olarak tanıtarak, dolandırıcılık yaptığı ileri sürülen kişinin, Birol Deniz olduğu belirlendi. Deniz'in, ilçe sakinlerini, kamu görevlileriyle bağlantılı olduğu yalanıyla ikna ederek, her türlü kamu arazisi tapusunu şahıs adına çıkartma, milli emlak ve mahkemelerde devam eden işleri olumlu sonuçlandırma gibi işlemleri yapabileceğini söyleyip, dolandırdığı tespit edildi. Birol Deniz'in çok sayıda kişiden yaklaşık 600 bin lira aldığı öğrenildi.
Şikayet üzerine Birol Deniz, Konyaaltı'na bağlı Çakırlar Mahallesi'ndeki evinde gözaltına alındı. Deniz'in evinde yapılan aramada 2 cep telefonu, 590 bin lira mevduatının bulunduğu bankaya ait cüzdan ele geçirildi. Jandarmada işlemleri tamamlanan Deniz, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Birol Deniz'in banka hesabına da bloke konuldu.
'ŞİZOFRENİM' SAVUNMASI
Birol Deniz, Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin görüleceği vaadiyle dolandırıcılık' suçlamasıyla ilk kez hakim karşısına çıkarıldı. Duruşmaya, şikayetçiler ve taraf avukatları katıldı. Sanık, savunmasında şizofreni hastası olduğunu öne sürerek, "Hastalığın etkisindeyken neler yaşandı hatırlamıyorum. Kendimi ne diye tanıttım, onu da bilmiyorum. Vesayet kararım söz konusu. İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesi'nce vesayet altına alınmış olup, vasim ağabeyim R.D.'dir. Suçlamalar itibarıyla söyleyeceklerim şimdilik bunlardır" dedi.
Şikayetçi Ali K., pazarcı esnafı olduğunu belirterek, sanıkla pazarda karşılaştıklarını söyledi. Ali K., "Sanık kendisini istihbarat başkanı ve görevlisi gibi tanıtıp, önemli, hatırlı kişilerle ilişkisi olduğundan bahsetti. Ben de bir başkasına kefil olmam nedeniyle bankaya borçlu olmaktan kaynaklı evim satılacaktı. Çünkü evim ipotekliydi. Durumu sanığa anlattığımda bu işin kolay olduğunu ve halledebileceğini söyledi. Benden talep ettiği 75 bin TL'yi elden nakit verdim. Bu parayı denkleştirmek için de eşten, dosttan borç para, altın vs. aldım. Sonra da adam ortadan kayboldu. Evine gittiğimde yoktu. O zaman dolandırıldığımı anladım" diye konuştu.
'DOLANDIRILDIĞIMIZI EMNİYETTE ANLADIK'
Şikayetçi Serdar M. de fizyoterapist olduğunu, sanığın kendisine geldiğini ve 10 seans tedavi uyguladığını belirterek, "Bu arada kendisini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde istihbarat şefi olarak tanıtıp, Akdeniz bölge sorumlusu olduğunu söyledi. Elmalı'da hazineye ait arazilerin satışı olabileceğini söyledi. Bize satışın yapılıp yapılmayacağı konusunda sanıktan aracılık talep ettim. O da bunu kabul etti. Babamla sanığı tanıştırdım. Ben 20 bin TL, babam Veli M. de 80 bin TL olmak üzere toplam 100 bin TL elden teslim ettik. Ben bir ara onu evine bıraktığımda polislerin onu takip ettiğini gördüm. Ondan sonra emniyette dolandırıldığımızı anladık" dedi.
'ŞENTOP ENİŞTEM' DEMİŞ
Serdar M.'nin babası Veli M. de "Ayrıca TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un da kendisinin eniştesi, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı'nın da kardeşi olduğunu söyledi. Parayı teslim ettikten sonra zaman zaman sorduğumuzda, işlerin yüzde 80'inin hallolduğunu ifade ederek sürekli oyaladı Sonra da dolandırıldığımızı anladık" dedi.
Şaban G. ise sanığı Sarısu Mahallesi'nin muhtarı Ali Budak aracılığıyla tanıdığını belirterek, "Oğlum madde bağımlısı. Büyükşehir Belediyesi'nde işe girecekti. Sanık Külliye'de önemli görevde olduğunu söyleyince ona inandım ve oğlumu işe sokacak sandım. Muhtarın olduğu ortamda ve sonrasında 10'ar bin TL olmak üzere toplam 20 bin TL verdim. Ben dolandırıldığımı soruşturma aşamasında öğrendim" diye konuştu.
HESABINA YÜKLÜ MİKTARDA PARA YATIRILMIŞ
Tanık olarak dinlenen muhtar Budak ise sanığın kendisini 'Tuğgeneral Mustafa S.' olarak tanıttığını öne sürerek, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görevli istihbarat şefi olduğunu anlattı. Ona inandım. Müştekilerden Şaban G. ile tanıştırdım. Şaban G. yanımda ona 10 bin TL verdi. Jandarma sanığı gözaltına alınca dolandırıcı olduğunu anladım" dedi.
Sanığın parayı yatırdığı bankanın personeli ise kendisini 'istihbarat binbaşı' olarak tanıttığını ve hesabına yüklü miktarda para yatırıldığını söyledi.
Sanık avukatı da Birol Deniz'in hesabında müştekilerin mağduriyetini karşılayacak kadar para bulunduğunu, hesaptaki blokenin kaldırılması halinde paralarının iade edileceğini söyledi.
Mahkeme heyeti, sanık Birol Deniz'in vesayet kararının olup olmadığının öğrenilmesi için İskenderun Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yazı yazılmasına ve tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.