Ballıdağ’ı hayata döndürme zamanı
Vakaların hızla yükseldiği Kastamonu’da yer alan ve 15 yıldır kaderine terk edilen Ballıdağ Sanatoryumu için bir kez daha çağrı yapıldı: Hastaneyi kurtarmak için en gerekli ve doğru zaman.
Vakaların hızla yükseldiği Kastamonu’da yer alan ve 15 yıldır kaderine terk edilen Ballıdağ Sanatoryumu için bir kez daha çağrı yapıldı: Hastaneyi kurtarmak için en gerekli ve doğru zaman.
Koronavirüs vakalarının hızla yükseldiği ve kente girişte karantina uygulamasına geçilen Kastamonu’da hastaneler neredeyse doldu. Bu durumda gözler bir kez daha Türkiye’nin en büyük ikinci göğüs hastalıkları hastanesi olan Daday ilçesindeki Ballıdağ Sanatoryumu’na çevrildi.
Yarım asırdan fazla bir süre hizmet veren hastane, 15 yıl önce kaderine terk edildi. O günden bu yana düzenlenmesi için bir adım atılmayan hastane harabeye döndü.
BOŞ KALMASI VİCDANLARI SIZLATIYOR
CHP Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, pandemiyle boğuştuğumuz bir dönemde böyle bir hastaneye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Sanatoryumun faaliyette olduğu yıllarda bölgenin sağlık hizmeti ihtiyacını önemli ölçüde karşıladığını aktaran Baltacı şunları söyledi: : “Zonguldak’a yakın bir bölgede yer alıyor. Maden işçilerinin akciğer hastalıklarına yönelik tedavileri de burada yapılıyordu. Kentte şu an hastane sıkıntısı var, yoğun bakım ünitesi eksikliği çok fazla. Pandemiyle birlikte hastane ihtiyacı arttı. Burası oldukça önemli bir yer ve ciddi birikim, deneyimi var. Bundan yararlanmak gerekiyor.”
Hastanenin kapatıldıktan sonra önce SSK’den Sağlık Bakanlığı’na devredildiğini hatırlatan Baltacı, son durumu şu sözlerle özetledi: “Bakanlık hastaneyi, 49 yıllığına Hacettepe Üniversitesi’ne kiraladı. Üniversite, hastanede gerekli yatırımı yapamayacağını belirterek Orman Genel Müdürlüğü’ne (OGM) iade etti. Mülkiyeti OGM’de olan sanatoryum için 14 Aralık’ta kiralama ihalesi yapılacak. İhale sağlık tesis yapılmak şartıyla düzenlenecek. Boş kalması vicdanları sızlatıyor. Temennimiz devlet tarafından sağlık sistemine entegre edilmesi. Tarihsel ve güncel önemi var.”
Yerini İsviçreli uzmanlar seçti
İstanbul'daki Süreyyapaşa Göğüs Kalp ve Damar Cerrahi Merkezi'nin yükünü azaltmak için 1950'li yılların başında yeni bir merkez arayışına girildi. İsviçre’den gelen uzmanlar hava şartları ve geniş ormanlık alan nedeniyle Daday ilçesini seçti. İsviçre’deki bir hastanenin mimarisinden esinlenerek 1954 yılında ülkenin en büyük ikinci göğüs hastalıkları hastanesi olarak inşa edildi. Sarıçam, karaçam ve kayın ağaçlarının bulunduğu 53 bin dönümlük arazide kuruldu. 300 yataklı hastanenin başarısı kısa sürede tüm ülkeye yayıldı ve pek çok ilden gelen verem ve astım hastalarının şifa yeri oldu. Heybeliada Sanatoryumu ile aynı kaderi paylaşan hastanenin kapılarına 2005 yılında kilit vuruldu.