Mersin'de Yenice Cemevi imar planında 'ibadet yeri' olarak işaretlendi
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 2021 Yılı Ocak Ayı Olağan Meclis toplantısında, Yenice Cemevinin imar planlarına ‘ibadet yeri’ olarak işaretlenmesi oy çokluğuyla kabul edildi.
Yenice Cemevinin imar planlarına ‘ibadet yeri’ olarak işaretlenmesini değerlendiren ABF İnanç Kurulu Başkanı Pir Hasan Kılavuz, yerel yönetimlerin alacağı bu tür kararların, merkezi hükümetin cemevleri ile ilgili AİHM kararlarını uygulamasına büyük katkısının olacağını söyledi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 2021 Yılı Ocak Ayı Olağan Meclis toplantısında, Yenice Cemevinin imar planlarına ‘ibadet yeri’ olarak işaretlenmesi oy çokluğuyla kabul edildi.
Karara ilişkin Alevi Bektaşi Federasyonu İnanç Kurulu ve Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, açıklamada bulundu.
“CEMEVLERİ, HİÇBİR ZAMAN CAMİNİN ALTERNATİFİ OLARAK DÜŞÜNÜLMEMELİDİR”
Cemevlerinin ibadet yeri olmadığına dönük söylemlerin Alevi yurttaşları ciddi bir biçimde rahatsız ettiğini belirten Kılavuz, “Cemevleri, hiçbir zaman caminin alternatifi olarak düşünülmemelidir. Bir toplumun kutsal dediği mekan, o toplum için kutsaldır. Aleviler; haklı olarak yurt içinde ve yurt dışında cemevlerini kutsal mekanlar olarak görür ve her platformda sesli olarak dile getiriyorlar” dedi.
Alevi-Bektaşi inancının odak noktasında cemlerin olduğunun altını çizen Kılavuz, şöyle devam etti:
“Anadolu’nun bin yıllık tarihinde cemevleri coğrafik yerleşim yerlerine göre değişik isimlerle adlandırılmıştır. “Cem damı”, “Baba damı”, “Dede Sofrası”, “Meydan Odası” olarak adlandırılan yerlerde ibadet için toplanılırdı. Bu mekanların en eskilerine özgün mimarileriyle 12. yüzyıldan itibaren Malatya’nın Onar Köyü’nde, Tunceli’nin Hacılı Köyü’nde, Amasya’nın köylerinde ve daha birçok şehirde rastlanmaktadır.”
“ÖTEKİLEŞTİRME BİR DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELDİ”
Kılavuz, “Cemevlerinin yasal statü için Alevi kurumları bütün hukuki yolları deneyerek bir sonuç almayınca, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdığını ve mahkemeyi kazandığını vurgulayarak, “Buna karşın Alevi – Bektaşiler, kamusal alanda ayrımcılık, ötekileştirme ve tasfiye hareketi kapsamına giren örnekler hemen her iktidar döneminde uygulanmıştır. Son zamanlarda bu konudaki rahatsızlıklar ciddi şekilde artmıştır. Ötekileştirmenin bir devlet politikası haline geldiği ve sistemli bir şekilde uygulanır olduğu kanaati yaygındır” diye ifade etti.
“HÜKÜMETİN AİHM KARARLARINI UYGULAMASINA KATKI SUNABİLİR”
Yerel yönetimlerin alacağı bu tür kararlar, merkezi hükümetin cemevleri ile ilgili AİHM kararlarını uygulamasına büyük katkısının olacağını söyleyen Kılavuz, “Ülkemizde, 20 milyona yakın Alevi inancında vatandaş yaşıyor. Temennimiz odur ki bu diğer illerin yerel yönetimlerine emsal örnek olur. Bütün cemevlerinin üzerinde bulundukları parseller ibadet yeri olarak tescil edilir” dedi. (Pirha)